KEKLİK UÇUYORDU GÖKYÜZÜNDE
renksiz geceler yaşandı ,hangi sabah beni uyandıran
yoksa gecenin karanlığı benmiyim,sabaha dökülen yıldız kayması, aylı şafaklar yaşanırken,eridi gece çarşaf gibi üstümüze gelen sıcacık güneş mi ? geceye,karanlıklara hoşça kal,hoş geldin ,yakan ateşim. aradığın renkler,şöyle bir etrafına bak, en beyazından,en karasına kadar özlenen koparılan kokusu için sevgiliye, koparılan kokusu için yakaya takılan koparılan,sadece rengi için,mezara konan. hangi sevda tozlu yolları çiğnedi,sarı sıcak hangi sevda kör kurşunu taşıdı yüreğinde mahkum etti kendini,kurtaramadığı sevgiye hür ormanlara derdini anlatti,kendi türküsüyle kuşlardan yardım istedi,duymak istediği haber ayaz kuytularda kaldı,ne aradığını bilmeden. kırlarda,aktığı belli olmayan pınarları okşadı sesini,eğildi dinledi,sevdasına haber kıyısından bir engerek yılan kaydı,aldırmadı bile uç uç böceğini bağrına bastı,sevdalıydı boynu al kınalı bir keklik öttü kayalarda yeminliydi ağlamamaya,ilk kez dayanamadı döküldü gözlerinden inci taneleri,toplamadı bile sadece dudaklarını sildi elleriyle,öpülmemişti ateşinde, ve sesi kesilmişti kekliğin,bir kartalın pençesinde kocaman gökyüzünde uçuyordu. emin KAYA 04.07.2007.antalya/ saklı |