ÖZGÜRLÜĞÜM
Demir parmaklıklar ardına düşmüş özgürlüğüm
Bir uçurtma kuyruğu gibi ; Dikenli tellerde asılı çığlıklarım… Gençliğim ; Ah gençliğim ! Tıkışmış dört duvar arasına … Umutlarım ; Tam kalbinden vurulmuş prangalara … Gece gündüz yok burada Akrep ile yelkovanın dansı durmuş Takvimler vazgeçmiş eskimekten Zaman donmuş … Mevsimler hep kışta çakılı Hep ayaz , hep gece , hep günlerden pazar Yüreğime attığım çiziklerden ibaret saydığım şafaklar Pas tutmuş bir karyola , Tek ayağı kırık bir komidin , Ufak bir pencere , Bir kalem ,bir tutam kağıt Tüm çirkefliğe inat yüzünde tebessüm “ Vazgeçme “ diye feryat figan bağıran Kulaklarımı çınlatan anamın fotoğrafı Ve …… Bir tutamda umuttan ibaret tüm servetim . Dar ağacı kurmuşlar geleceğimin tam ortasına Ağ tutmuş beyinlere inat direnişte ruhum . Sermayem kalemim , Sermayem ruhum … Geleceğimi tutsak ettiğini sanıyorlar Oysa bilmiyorlar , Daha da şahlanmakta kelimelerim Dört nala koşmakta kalemim Oysa bilmiyorlar , “ Vazgeçme “ diye kulaklarımı çınlatan Anamın resminden gelmekte tüm gücüm ……. |
Saygılarımla
İsmail Yılmaz