Can Tenden Ayrıldığında/Son Pişmanlık
Ölümün kapımı çalması yakın.
Benden sonraya kalanlar, Sakın, Can tenden ayrıldığında; Ne mezarıma gül bırakın, Ne ağıtlar yakın. Bilirim, Azrail’le pazarlık yapılmaz. Ecelin saatinden saliselik sapılmaz. Vakit geldiğinde dalına biner ölüm. Başarabilsem *"ölmeden önce ölürdüm." Oysa şimdi, Ölümüm içimde bir kördüğüm. Bildiğim, Tarihe geçmeyecek olduğudur öldüğümün. Ey dostlarım, Sizler de ardımdan ne hayıflanın, Ne ağıt yakın. Ey düşmanlarım, İsterseniz siz kına yakın. Hiç gücenmem. Bir ölü de olsam, Düşmanlarıma yalvarmayı sevmem. Ne şatafatlı bir mezarım olsun. Ne hece taşım. Fatiha yollasın yeter mü’minler, dostlarım. Orda ne otobüs ne uçak ne tren beklerim. Sınırlıdır beklediklerim. Dostlarımdan dua, Allah’tan rahmet beklerim. İnşallah, boşa çıkmaz beklentilerim. Bir de Allah’tan dileğim. Çisil çisil yağmur yağsın mezarımın üstüne. Islansın toprağım rahmeti sonsuzun rahmetiyle. Ayrıca Mevla’mdan, Sevdikleriyle haşretmesini dilerim. Sorularına cevap verebilirsem Münker , Nekir’in. Bir ölü olarak daha başka ne isterim. Ancak; Rabbim, Ey rahmeti sonsuz! İşte geldim. Bir yığın günahım var, Bomboş ellerim. Ne marifet ne iltifat kâr eder o yerde. Rüşvet de ihale de yok. Pişmanlık çok. Gerekeni götürmek gerek der, Elimiz boş gideriz nedense(!) Oysa çok söylediler bize, “Yediğin kalır, yedirdiğin seninle gider, Giydiğin kalır, giydirdiğin seninle gider.” diye. Niye dinlemedim niye?! Ankara,13.08.2009 İ.K * "Mutu-Kable Ente-Mutu" (ÖLmeden önce ölünüz) |