BOŞLUK...boşlukları var boşvermişliğin adam sende deyip gidiverenlerin hoşlukları var ve hoşgörüye mahkum edilenlerin infazını kim yapar kim kırar kalemini de kürsüye olanca hışmıyla tokmağını kim çarpar suçlulara ayrılan parmaklıkları sayarken kirpiklerim bileğimdeki kelepçenin çelik ışıltısı kimlerin gözünü boyar bir adım bir adım daha atlayıvermek varken yürekten kim benden önce bilir firarımı eteğime yapışan elin devamında kimin heyulâ gövdesi ve küçücük cesareti var kim büyüttü bu gardiyanı başucumda kim yerlere göklere koymadan mazlum ve meczup uzatıp verdi ellerine hürriyetini böyle salakça itaatkâr şimdi hapsinde müebbet yangınların hücre hücre eriyip izsiz parmak uçlarımla sıvasız duvarlara gölgemi bulaştıran benim benim o dualarda kızıllaşan dudaklar ve ne yazık ki o köhne kalemden dökülen şiirlerin isli imlâsında imzam var müdahil olarak bile giremediğim savunmalara nemrut ve ceberrut zaman hüküm kesti dudaklarım kupkuru sesim yoktu üstelik suçum da yoktu buna rağmen bile bile sonumu aldırmaz maskesini takıp soğuk duvarlara dayanıp olan bitene uzaktan bakan yâr bitmedi bu hesap emin ol bitmedi bu davanın rûz-u mahşeri var... ceyda görk...11ağustos2009/ist |
tebriğim...