VAKT-İ SÜKUT
____________sükût hâli sızıyor, fikrimin yollarına,
____________ifade-i merâmın, acziyet kollarına, ____________hazine gibi görüp, sonra hazmettim onu, ____________sürç-i lisân olmazsa, vakt-i sükûttur konu. ... ... ... hatt-ı hayattır sükût ve bir resm-i vakardır, izzet-i ilm müstesna, ondan gayrı nâkârdır, çûn mihenge vurulsa, altun değerinde kâr, ilm-i hâle padişah, tevazuya Zül-fikâr. tesadüm-ü efkârdan, hakikat tûlû eder, batılın tasviriyse, sâfî zihne hükmeder, boş kelâmın tamamı, bulunsa bir küfede, sükût hep ağır kalır, terazide kefede. sözün bittiği yerde, sükût söyler kelâmı, mana gittiği yerde, fehme söyler selâmı, kulak sıdkı işitir, hazz-ı nefse pay değmez, ene dimdik bişidir, gururundan baş eğmez. arzın misbâhı şu Şems, ufka sokulduğu ân, kızıl bir haliçedir, şu semâmızda duran, vakt-i sükût gelmiştir, göz arşı temaşada, O’nun saltanatına, haşmetine duada. vakt-i saat erince, minârât tüm şenlenir, ezân-ı Muhammedî, semâda gülşenlenir, gönül şükre kıyâmda, ahiret yolu visâl, dilim sükûta tutsak, gözyaşım dolu misâl. aşk-ı mecâz düşünce, fanî insan cismine, hani toz kondurmaz ya, sevdiğinin ismine, ve bilirsin dil açmaz, kapıları her yerde, sükût bir miftah olur, giz ve sırdır bir yerde. vakt-i sükût nefeste, fenâdan ayrılıştır, yürek susar dil susar, libastan sıyrılıştır, ruh temâşâ ederken, dışarıdan bedeni, geride sükût kalır, kimse bilmez nedeni? vatan-ı aslisine, seyahat ederken rûh, nedâmet eder kimi, hasârette bir gürûh, dünya gözü uhrâya, kalb’olurken usuldan, geride sükût kalır, dünyada son fasıldan. Metin ESER 01.02.05 / Frankfurt |