ORADA ÖYLECE AĞLADILAR
nemli odasından cam atölyesinin
nemli bir haykırışla baktı körüğün horultulu oynayışına birazdan ateş tavına gelecek üfleyecekti milyonuncu kez belki yüzünde / uç veren gölge / veda bir görünüp / bir gizlenirken dehlizinde o girmişti bile soluğunda şekil bulan ateşle camın dansına üfleyişle uzayan soluğu kırmızı bir damlada aktı camın yüreğine cam ibriğinde kendini bulmanın hüzünlü sevincine bulanırken içi pencereye doğru atılan o son adımda cam ibriğinden akan Boğaziçi son çırpınışla battı gözlerinde içinde kanı / cam ibrikleri / defolu mal bir köşeye atıldılar bir ışık gelip de uzanıncaya değin orada / öylece / ağladılar |