Sarı Papatyada Mutluluğumsun (ömre ayaz vurmadan)
bedenim dört duvar arasında saklı
yüreğim bir yerlere uçmakta saman yoluna takılıp derin lacivertte kanatlanır düşlerimin peşinden mısraların diliyle kaybolur sema da özgürce kıyılarıma yanaştıkça derinlerime baktıkça suyumu yudumladıkça mavilerime doldukça düşlerime uyandıkça mısralarımı yazdıkça duygularıma yağdıkça çözülür dillerim seninle ruhumun derinliklerine işler gece yanar yüreğimin içinde söylenecek kelimeler saklanbaç oynar dolunay ve yıldızlar olmasa ne seni bulurum ne de kendimi... gecelerimi dolduran lacivert düşüm hafif bir rüzgar eser bir yanda ağaç yaprakları diğer yanda gölgeler içimde yüreğinin sesi serin bir ferahlık verir parmağıma dökülen her cümle de oysa istanbul yanar ayrı bir anlam çağrıştırır dizelere dökülen inciler yıldız yıldız düşer pencereme çıkıp balkona aya bakarım açıp kollarımı kucaklamak için kahve lekesi gözlerimde harcanan kırk yıla yanarım yarı uyanık düşlerde ararım içim titrer seninle damarlarımda gezen ılık kan kalp atışlarımda can avuçlarımda kelebek misali yüreğime dokunur okşarsın ürkek ama renkli rüyam olup sen ruhumun güzelliği şiirimde dizelerim kıyılarımın sessizliği mavilerde umudum gecelerimde yıldızım düşlerimin meleği anlamsız cümlelerimin anlamı sarı papatyada mutluluğumsun eskiişehir expres gazetesi... |
saygıyla..