Bir Vedanın Son Siren Sesiydi Kulaklarında Çınlayan
Dalgalar küpeşteden savrulup giderken
Yüreğini hüzünler doldurdu Martıların kanat açıp Çığlık çığlığa uçuşmalarında Suratına savrulan beyaz köpüklerin ıslaklığında Sigarasını yakıp dumanını saldı gökyüzüne Dalgalarla çalkalanan mavilerin hırçınlığı arasında Halka halka yükselen dumanlara takılıp kaldı Yaşlarını saklamaya çalıştığı gözleri Sebepsiz değildi aslında bu hırçınlıklar Güvertede sakinliğini korusa da İçinde esen kasırgalarla kendini yiyip bitiren Bir vedanın son siren sesiydi kulaklarında çınlayan Bir defa yelkenler fora denmişti dönüşü olmayan yola Sahilde yankılanan siren seslerine inat Dalgaların arasında boğulup gidecekti nihayet Gözlerden düşse de damlalar Siren seslerinin arasında boğulup yiten hıçkırıkları gibi Dudaklarında ki acı tebessümlerin izi kalacaktı yüzlerinde Bir martı beyaz yelkenlere inat Açmıştı beyaz kanatlarını Dalgaların deli başkaldırışlarına inat Süzülüyordu baş aşağı Umutların bitiminde ki son çaresiydi Mavilerin derinliğine ölümüne dalışı Lanet olsun işte Ölümüne sevmişti bir kere Ve kaybolup gitti mavilerin sonsuz derinliğinde Deniz döndü eski sakinliğine Yelkenliyse süzülüp kayboldu mavi enginlerde Sessiz vedanın derin izleri yer aldı bir ömür gözlerde Birde o son siren sesinin kulaklarından gitmeyen çınlaması Dinçer Demirel |