Bu insanlar bizim insanımız değil..Artık bu diyar bize fazla geldi... Başka diyarlara gitmek gerek.. Bu diyarın insanları yabancılaştı, tanımıyorum, kim bunlar? Bu benim ülkem, benim vatanım, benim yarim değil... Tanımıyorum sizleri... Gidiyorum... Daha dün bu diyarda muhabbet masalarında saz çalar iken, şimdi sazımın telleri kopuk, düzeni bozuk kaldı.. Artık gidiyorum! Ne bu diyarda bu sazım çalınsın, nede kimse beni ansın.. Sende anma... Sen bile acımasızca yabancı olup, bana yabancılar gibi, soğuk davrana biliyorsan, kahpe dünyanın, şerefsiz insanından ne bekleyebilirim? ! Bu diyar artık bizim diyar değil, bu toprak bizim toprak değil, bu insanlar bizim insanımız değil.. Kim bunlar? Tanıyamadım, Tanımakta istemiyorum! Ve arkama bakmadan gidiyorum..! Üzülme, insan herşeye alışır... Düşün hele; Bir insan anasını, babasını bile gömüyor, toprakta çürüyeceklerini bildiği halde, börtü böcek onları yiyeceğini bildiği halde, ardına dönmeden bırakıp gidiyor... Insan anasını babasını gömerde, sevdiğinimi gömemez sandın! Bu diyar bizim değil artık, bu yar bizim yar değil, bu yabancı bir ülke, yabancı diyar... Sen yabancı.....! Giyinimleri, kuşanımları eskisi gibi ama o elbisenin içinde olan insanlar, eski insanlar değil artık! Bunları ben tanımıyorum! Bunlar özbenliklerine başka elbiseler giyinmişler, yüzlerine maskeler takınmışlar.. Ne bu halk benim halkım, ne bu millet benim milletim... ne de ben bu diyarın insanıyım! Haydi gönül, kalk gidelim... Gidelim ki bu diyar, senide kendi gibi şerefsiz etmesin! Mustafa Çelebi |