Buruk Nağmeler
Bir dağ yamacında unutmuştu neşesini rüzgar.
Buruktu içi, matem savuruyordu üzerimize ese ese. Öksüz kalmış türküler uğulduyordu kulaklarımıza. Kendinden kaçmak istercesine esiyordu rotasızca. Esir almıştı gökyüzünü, rüzgarın kovaladığı koca bir bulut. Karamsardı bakışları, öfkesi ise yüzünden okunuyordu. İç çeke çeke uzakları izliyordu buğulu gözleriyle. Ağlamak istiyordu sanki, bir çocuk gibi pervasızca. Gözden kaybolmuştu bulutun arkasına gizlenen güneş. Hasretle yeryüzünü izliyordu arta kalan aralıklardan. Elleriyle başımızı okşuyordu yumuşak bir tebessümle. Lakin çok cılızdı, ısıtmıyordu içimizi sere serpe. Soğuk bir sessizlik sarmıştı küskün yeryüzünü. Kabullenmek istemiyor gibi yüz çeviriyordu benden. Kendini anlattığını bile bilmeden okunan nağmeler, Meze oluyordu bir sigara molasında yalnızlığıma. |
Yüreginiz dert görmesin, saygilar