MAHKUM
MAHKUM
mahkumdu mütavazi bir teslimiyetle haps olunmuyordu demir ve beton olmadan bir dilberin gözlerini işgal etmişti ve ruhunu faili meşgul bırakmıştı hazzından iki yüz pastele boyalı kapıdan iki göz nemli kıyılarına çarpan dalgaları ve bir bahaneye kurban gitmiş zamanlar dizini dediler ki son dileğin nedir suçun ağır kesin infazdır sonu aylardır gözünü diktiği aynı noktaya bakıp onu getirin dedi bana hemen olur mu gitmeden önce almam lazım ruhum dedi onda kalan eksik göndermeyin beni almalıyım benim olanı mahkumdu tüm savunmalarını duvara yazan ve her çentiği göz yaşlarıyla dolduran adam gözlerini kaçıran herkesden görmesinler diye içindeki acıyı suçunun sabit görüldüğü gözleri imkansız aşkın tanrısı faniye yanıp sönen tüm tekkelerini gezdiği ibadet tanrıçasının katiliydi ve ruhunu zorla alı koyanı tüm zindanlarına girmiş karanlığı içine işlemiş onunla bir şeydi onsuz hiçbirşey |