çınar ile çam fidanı
kocaman bir ormandaydı,
onlarca hatta yüzlerce ağaç arasında. ortada büyük bir nehir, iki yanı yemyeşil bir orman üstelik... ikliminde yardımıyla,bitki ve hayvanın, her çeşidinin gönlünce yaşadığı bir orman... işte bu ormanda hayata küsmüş yaprak bile açmayan yeşile bürünmeyen ulu bir çınar. ormancıların gelip, kesmesini beklediği hayatın sillesini yemiş koca bir çınar... ormancılar canlanmayan kuru çınara kesilecek işareti koymuşlar. yanınada küçük bir çam fidanı dikmişler, mini minnacık sevimli bir fidan. çınar günler sonra farketmiş, çam fidanının kendine seslendiğini. kısa zamanda dost olmuşlar, ikiside delicesine sevmiş birbirini. çınarın yüreğine düşen aşk ateşi, tekrar yaprak açtırmış, yeşertmiş onu... kendisi kışın yapraklarını dökerken, aşkı hep tüm zerafetiyle karşısındaymış. çınar eski haşmetli günlerine dönünce, ormancılar kesmekten vazgeçmişler tabi... küçük çam fidanı büyüyüp serpilmiş, gösterişli bir çam ağacı olmuş... çınar ve çam ağacının aşkı ise, sonsuza kadar sürmüş. iyi ki varsın çam fidanım, iyiki yanımdasın. SENİ ÇOK SEVİYORUM köyün delisi |