Soğan CücüğüBir göz ev, Bir somun ekmekle yenirdi Soğanın cücüğü, Hele bir toprak çanaktaki şu sinekli ayran; Gülen bir çift göz de oldu mu ona, Vuslata erdi eskiler. Damdaki karakaçan Ve şu kara öküzler Ve çepicin anası ala keçi? Sarı kızdan artan bir maşrapa süt; Bir haklık tarladaki umut. Ciğerinden sökülürce ‘oğul’ diyen nenem, Çıkarır çıkısından birkaç parayı, Verirdi dardaki oğluna pazara giderken. Gelin, Anadan da çok severdi kaynanayı, Elini kınalar her Cuma gecesi, İşte budur bilinmeyen eskilerin bilmecesi. Lüks daireler karanlık, Villalarda tutsağız şimdi, Açılmaz kardelenler parkın bahçelerinde. Oysa Ne güzeldir köy çeşmesinde Yumruğumla kırdığım soğanın cücüğü? Kentin ihtişamında hasret, Soğan cücüğündeki sohbet. 13.Temmuz.2009 22.20 |