soniki kelime dilde saklı gururuma yenik madem dile gelmiyor yasaklı senle aşkı yazmayan kalemi sensiz yaşattığım yüreği neyleyim mavim artık kır kalemi süleyman baran mavi ajanda / yirmidokuz nisan ikibinyedi martı kanatlarında Atilla ilhan’ın sisler bulvarına dadandık..bir çırpıda çıktık dikmen yokuşunu..akşamdan kaldık horoz misali..ıslık çaldık yıldızlara..ufka doğru yürüdüğümüz yolda iz bıraktık..engin denizlere açıldık yırtık yelkenlerimizle..denizin çekiciliğine kandık dar patikalardan geçerken...usanmadık boyalarla haşırneşir olurken fırçalarımız..ihaneti gördük ağlamaklı gözlerimizle..kaçıncı seferiydi otobüs yolculuğunun, zamanları tüketirken ceplerimizde...sevdaları çaldırdık dalgınlığımızda..kor kor yandık ateşin maviliğinde, ay ışığı akşamlarında..sustuk bir çocuğun çığlığında..kadınlarımızı gördük bir annenin şevkatli kucağında...kırıldık cam parçalarında..sesimiz yetmedi dostun sofrasına, burkulduk..kendimizi aradık gölgelerde ...tükenişimize mani olamadık bir aşkın esaretinde...yağmurlara sığındık.. tanrılardan aman dilendiğimiz efsanelerin yalancı karakterleri olduk , bir tiyatro gösterisinin ortasında..mapusluğumuzdan kurtulamadık zincirler ayaklarımızı kanatırken , kalemi kırdık ama ölümün soluğunda mavi sevdamızdan asla vaz geçmedik...........b@r@n |
ben kaç yerinden kırdım kalemi, her kırıktan bir umut bekleyip yine karaladım, kırıkları da her defasında kırdırdın.
tebrikler güzeldi