*** ÇEKİNME SOR ***Nerde bir kul görürsen Boynu bükük ve üzgün Ağlıyorsa çekinme sor Nedir bu zor, nedir bu zor? Bakışları bir noktada matlaşmış Yüreğinde yanardağlar patlamış Gözlerinden yağmur gibi yaşlar mı akmış Çekinme sor; nedir bu zor, nedir bu zor ? Ellerini açmış yaradana yalvarır, Dudağında bir şeyler var mırıldanır, Bir an gelir buzdağını andırır Çekinme sor; nedir bu zor, nedir bu zor ? Anasından babasından ayrılmış, Bu acıda onu böyle yakmamış… Yarini bırakmış dağlar ardında, Istırabı onu böyle yıkmamış. Istırabın nedir ? diye sordum da, Ağlıyordu kaybının uğruna !.. Yüreğinde ateş onu eritti. Görseydiniz ne hallere getirdi. Bakışları yumuşadı bir anda, Eriyordu o buz dağı karşımda. Damla damla döktü bana içini… Anlıyordum aldığı bu biçimi. Yirmi yaşlarında can yetiştirdi Vatan toprağına şehit vermişti ALLAH verdi ve de aldı diyordu Baba yüreği bu, Ah!.. yanıyordu. Yemiş o yavrusuna yedirmiş Giymemiş o kuzusuna giydirmiş Vatan toprağına bir şehit vermiş. Olsun diyordu ama çok yanıyordu. Alevler içinde bu yangın yürek, Bin bölük olup da dağılıyordu. Şimdi anlıyordum bu yaşlı gözler, Gençlere bakınca, çok ağlıyordu. Istırabın acının en büyüğüsün ALLAH verme kimselere, ne kimse görsün. Getirince önüne şehit ölüsün… Demiş yandım Ey! RABBİM sen söndürürsün. Tek bir evladıymış darı dünyada Ahirete kaldı sevmesi ona Hak tokadın indir zalim kullara Zalimler çürüsün kör zindanlarda. Taktir ilahi diyordu, ne gelir elden… Deli oldum kim ne bilir halimden. Tesellisi bana senin elinden Gönder meleklerini de içir YARABBİ.! Analar, babalar böyle yanıyor. Yürekte yaralar böyle kanıyor. Kara toprak binbir yavru sarıyor. Gözler ufuklarda evlat arıyor. İnleme ey koca çınar başını dik tut. Bir evladım olsa yine beklese hudut. Köpürerek bir biri ardına diyordu bana, Bin tane evladım ölse, Feda vatana!... (*) Bütün şehit ailelerinin ellerinden püyorum. |