İÇ DÖKÜNTÜSÜ…Her mevsim senden bir anı kalmalı bana… Kış; bembeyaz örtü altına saklanmalı yaşanılanlar, bir sen bilmelisin, bir ben, bir de kar… Kardelen çiçeği vurmalı yeryüzüne ve unutulanlar hatırlanmalı… İlkbahar; doğayı bürüyen yeşil, renk değiştirmeli; en açık tonundan, en koyu tonuna doğru… Kır çiçeği boyun bükmeli özlemlere düşünce, zamansız sararmalı… Yaz; ani ve çabuk geçen yağmur yağmalı… Nereden çıktığı belli olmayan poyraza dolanmalı… Çelişki doğurmalı, bir damlası yüreğimi yakmalı; diğeri sol yanımı ıslatmalı… Sonbahar; Birbirini beklememeli, tüm yapraklar keyfi sıra intihar etmeli… Yalnız ve çıplak kalan ağaçlar üşümeli… Kış; kar beyazı olmalı günler ve kristallerinde ikimiz gizlemeli… Beyaz başlamalı yaşamına ve sonra pembeye dönüşmeli kar çiçeği; sevgiyi devşirmeli… İlkbahar; Kafesinden kurtularak saka kuşu, özgürlüğüne koşmalı… Kırları kaplayan yoğurt çiçeği, sadece bana gülmeli ve sana verilmeli… Yaz; lirik bir şiir akmalı şairin kaleminden ve yazılan kâğıt suya düşmeli… Sevdayı anlatmalı yakamoz, sana ulaşmak için meltem tersine esmeli… Sonbahar; yine sarı, yine özlem… Kışa ulaşır mı krizantem? Oysa çiçekleri ne kadar da katmerli… Kaç yıl sürecek ulaşma çabaları; kavuşabilmek için kaç ömür tüketmeli… Yine kış, yine ilkbahar, yine yaz, yine sonbahar... Yine kış, yine ilkbahar, yine yaz... Yine kış, yine ilkbahar... Yine kış... İST. 06. 07. 09 / 02. 00 |