Sensiz Eskidi Eskişehir
Umudun ortasından geçen Porsuk adında bir nehir
Gözlerin benziyor akan suyuna, Biraz çamur, biraz da gizli bir zehir... Kim bilir Bu şehirde Kaç acı aşkı hatırlattı Kaç yürek ölüme kör baktı Ve Katledilmiş sevdanın yollarında Kaç terk edilmiş masum Kollarına Kelepçe taktı... Yalancı sevdaların tiyatrosuydu Köprübaşı Bütün dertleri fix menülü Barlara Damsız girememe korkusu olan Sözde üniversiteli gençlerin,arkadaşlarından ödünçtü Üstü başı Ve Kişiliği gizleyen kibarlıklarla edilen Çoğul takılı sahte sohbetler Yine saklayamayacaktı, babalarının bu ay da gönderemediği maaşı! Ben seni Kızlarla,Sadece Tramvay camlarından utanarak kesişmeye cesaret eden Rahatsızlık vermemek için misafirlere, Kendi şehrinin göbeğinden kırsal mahallelerdeki kahvehanelere göç etmiş Fabrika kokulu Asgari ücretlilerin alınteri kadar sevdim!... Söylemeyi bilmek miydi sevda, söyleteni sevmek mi bilinmez ama İnan aşıktı bu romanın yazarı Yine de Kimseler bilmesin Bak Bir yiğit daha doğurdu Odunpazarı ! Terminal kokulu bavulların raflardan indiği an Yardanlıktan aşk demlediğim sensiz geceler gibi garip bir hüzün çökerdi bu Şehire Çünkü Yolcu çoktu, uğurlayan yoktu Ve geride hediye bıraktığın depresyon çiçekleri gözlerimdeki pınarlardan beslendikleri için Sevdaya aç, suya toktu... Dudaklarımdan hiç düşmeyen O şiir Sensiz eskidi Eskişehir |