RENGÂRENK
İpekten bir gülümseyişin vardı
Gözlerin gülerdi gülünce sen İçime işleyen bir sesin vardı Mutluluk bahçesinde konaklardım Yaşamı kıskandıran bir mizacın vardı Kıskanırdı yaşam bile seni Ellere gidince sen yüreğim ateşinle yanardı Karanlığı aydınlatan bir yüreğin vardı Deliydi yüreğim o yüreğe Dert çekerdi yüreğin kendini benden çekince Şimdi sağanak bir yağmurum sayende Şimdi ellerim nasırlı Yüreğim yaşlarını akıtmaktan utanıyor Çaresiz,zavallı… Gökkuşağını anımsatan bir hâlin vardı Özlerdim ben o hâlini bile Hayat utanıyor sevgilim; Seni yalnızlığa iterken o utanıyor Bırak bana gönder Lâkin hayatla bağlantın hep orta düzeyde, Telâşsız yürüsün… Şimdi bir kez daha gülümse Yüreğinden yüreğime son bir kez yol görünsün Haydi ama! Bu kadar çekingen Yüreği telâşlı bekleşen olamazsın herhalde! Sen teksin Sen bir tanesin Sen her şeysin Hani yağmurlar yağar sonra güneş çıkar ya birden, En umutsuz anlarımda beni aydınlatan eşimsin… Uzat ellerini ellerime Hiç korkma bu yolda beraberim seninle Bana verdiğin her şey için Sana tek bir şey veriyorum; Doyasıya sev onu, Yüreğim senin, Yaşamın tüm renklerini tattım sende, Gökkuşağı gibisin her daim rengârenk… Mutsuzlukları atalım şimdi Geride ne varsa unutalım Haydi sevgilim Bir, İki, Üç… Tutunamam sensizliğe bir daha Ya sen, Hep sen, Sadece sen… Dilara AKSOY |
umut saçmıştı..
saygılarımla..