Bir, gurbet kuşu olsam Açı versem kanatlarımı Sarılsam gözlerimdeki mavidünyana Takılsam peşine, ıslansam yağmurlarla Ve düşsem özlemlerimle ta oralara Sarmalasam seni ruhumdaki gibi, Fırtınaları yok eylesem, gelsem koynuna Huzur dolarak…
Çeksem, çeksen nefesini, nefesime vererek Volkanları yaksam sıkışan köşelerde Vursam kalbime hasret nağmelerinden Dökülsem toprağımdan şehrine Yok olsam bilindiğim yerlere Hayat verip sana, ben gitsem uzaklara Ben yare doysam, yarda bana Zevk alarak…
Ateşleri yakıp, kışları viran etsem Güller açsam yarin koynunda Arta kalsın zaman Kıvırcık saçları okşasın yüreğinde ellerim Virane gönle düşerken sığıntı mantıklar Özgürlüğe vararak…
Kelepçeler çözülür dillerde Derin koylarda şendir yatan Demir alır ufuklar, şafaklarsa yakın Seher vakti düşer elleri ellerime Gül koyduğum penceremde Mis kokarak…
Ey Zührem! bak; sana yakın mehtap Hilalim kaşlarınsa, gönlündür güneşim Yar derim Zührem, sensin benim eşim Son olarak…
‘’’Her eş; gönle doğan bir yıldız gibidir, hayat yıldızlarla süslenir.’’’
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ey Zühre! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ey Zühre! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.