AH BE KADERİM..!
Kaçtığın anlar belki de sana kurtulduğun an gibi gelir,
bir merhaba demeden, bir selam vermeden geçip gittiğin anlar sana uzaklaşmış kendini rahatlatmışsın gibi gelir belki de. Hiç düşündün mü bir kere de geriye dönüp bakarak , gün gelipte bu kaçıp kurtulmak ve uzaklaşıp rahatlamak istediğim bana hiç lazım olmadığı kadar ya gerekli olansa diye! Sen sönmüş bir ateşin etrafında ısınmaya çalışırken donup ölmek üzere olan biri gibisin, Oysa ki hemen arkanı dönsen, seni donmaktan ve ölmekten kurtaracak olan o alev yanıbaşında. Uzun zaman senleyim, elinde tuttukların neye benziyor biliyor musun? Korlaşmış bir demir parçasını elinde sıkıca tutmuş ve bırakmak istemeyen, Ağzı da kapatılmış çığlık atıp imdat istemeye çalışan birinin hali gibi... O çığlığı herkes duymaz be KADERİM, Öteleri duyanlar dışında seni kimse duymaz, duyamaz. Sen elinde sıkı sıkıya tuttuğun o kor alevli demiri bırak, Ben elimi uzattım beklemekteyim, Bilmediğin ve görmediğin şeyler seni ebedi korlarda yakacak... Hapse düşmek insana işkence ve sıkıntı gibi gelse de, aslında onu hiç olmayacak kadar kötülüklerden korur, Ama bilinmez işte... Ah Be KADERİM o gün gelmeden beni bul, Sana uzanan sonsuzluk aleminin elini tut, Hüzünler sevinçlere, kederler sonu gelmez mutluluklara, Hayatın hiç bilmediğin ve görmediğin hazineler deryasında sürura ulaşsın, AH BE KADERİM benden kaçmak çaremi sanırsın, DÖN GEL son gönül otobüsü durakta SENİ beklemekte... |