HAYRET YA
Hayret ya
Şu anda yazdığım kağıtta senin gözlerini görüyorum. Gözlerimi kapatınca gülücüklerini hissediyorum. Ben hiç of çekmezdim biliyor musun senin için of küpü oldum. Her of çekişim yüreğime ayrı bir tahribat, ayrı bir hasar veriyor. Hafızam karaya oturuyor biliyor musun, anlamıyorsun beni Kıskanıyorum seni hala lüzumsuz ,sorumsuz işler peşine koşuyorsun biraz ağır otur batman gel Eski Marşandiz treni gibi her istasyonda durma, her gördüğüne selam verme muhabbete girme. Elim de değil ya yapma dediklerimi ne olur sen de yapma, Hangi taşı kaldırırsam altından sen çıkıyorsun. Ve böylece ,beni de yıkıyorsun farkında mısın Ahmet ölmüş Ahmet sürünmüş umurunda mı sanki. Ben saf Anadolu’yu ve kır çiçeğimi arıyorum. Özünü kaybetmiş ne oldum budalasını değil biliyor mu sun,biliyormusun. Ter temiz yüreği güzel hormonsuz boz kırların nevruzların efelik, yemlik madımak toplayan nane kekik koklayan vefakar köylü güzelini arıyorum. Tatlı,tatlı dilleri nasırlaşmış elleri bulup öpmek istiyorum.Tabiki şehir kızlarını da çok seviyorum. Medya şımarıklarını değil çayırlardaki üç yapraklı yonca kokulu güzelimi arıyorum. ben çapa yapanı pazarda el emeği göz nuru ile yetiştirdiği ürününü satan güzelimi arıyorum. Hormonlu gıdalar gibi çabuk büyüyüp çabuk kabaran daldan dala Atlayan budalaları değil ben adam gibi adam olan saf Anadolu güzelini ve de narin zarif şehir güzelini arıyorum. AHMET ACAR/SİVAS |
Aradığınız saflık ve güzellikleri bulmanızı canı gönülden dilerim.
Yüreğinize sağlık,selam ve saygılarımla.