VARIŞ YERİ NERESİVARIŞ YERİ NERESİ Hayatın penceresi yüreğine uzak mı? Dünyanın renk cümbüşü gözlerine tuzak mı? Helal-harama doğru uçuyorsun kızak mı? Ne hız böyle ey insan, varış yeri neresi? Birbirine emanet etmiş Yüce Yaratan. Güzelliği zerreler halinde kalbe katan. Mizanda günahları bin misli ile tartan. Ne hız böyle ey insan, varış yeri neresi? İnancını kimlere bakarak yitirdin sen? Kalbini körelttin hep özünü bitirdin sen. En sonunda kurtuluş sözünü yitirdin sen. Ne hız böyle ey insan, varış yeri neresi? Evlat ana-babaya emanet verilmiştir. Yaşamın tüm okları önüne serilmiştir. Ana-baba öncüdür örnek gösterilmiştir. Ne hız böyle ey insan, varış yeri neresi? Eşler birbirinde hep mutluluğu arasın. Sevgi tezahürüyle saçlarını tarasın. Çalışsın , çabalasın hep bir işe yarasın. Ne hız böyle ey insan, varış yeri neresi? Yürekler uyumasın, yüzlerimiz solmasın. Beynimiz günah ve boş düşler ile dolmasın. Şeytan gelip sevaptan libasımız soymasın. Ne hız böyle ey insan, varış yeri neresi? Boş teneke misali gürültüyü bırak sen. Nura doğru ilerle karanlığı bırak sen. Kanma süslü sözlere kalma dine ırak sen. Ne hız böyle ey insan, varış yeri neresi? Emine Balı Oğuz |
Küçük bir eleştiri de benden.
ilk dörtlükte güçlü başlamışsınız. Sonraki ifadelerde mani tarzıyla devam etmişsiniz. Final de kalemin ağırlığını hissettirmişsiniz. Ama dörtlüklerde kafiyeleri isimlerden seçerseniz, belağatınız ve uslubunuz seçkin olacağını düşünüyorum.
Şimdi her kes gibi eleştiriye gelemeyip" sizden belağatı ve uslubu seçkin yazılar bekliyoruz" demiyeceğinizi umarak . ...Varış yerine kadar kaleminiz kırılmasın, mürekkebiniz kurumasın!