Adı, Osman
Ayak seslerinden tanırım O’nu
Öyle adımlar atar ki Kösele ayakkabısını her yere vuruşunda Bir yalnızlık şarkısı besteler… Saçı sakalına karışmış Umurunda bile değil Belki de anlaşamadığı tek kişi Mahallenin berberi Ceketinin yamaları bile garip Sanki üzerindekiler Çekilmez dertlerinin Etiketleri… Mert adamadır O Ne, karı kıza bakar Ne de, laf atar Ne çok konuşur Ne de, kahvede dedikodu yapar Tüm akşamların hüznünü Yüreğinde toplar… Adı Osman Sokak lambalarının sadık dostu Kaldırımların gece bekçisi Cebinde kuruş bulunmaz Tek sermayesi Ağzından düşürmediği, maltepesi… Geçen bir meyhanede karşılaştık Önünde kocaman bir masa vardı Masasında da iki kadeh Bir de, otuz beşlik rakı şişesi Belli ki, gelecek birini bekliyordu Yerindeydi neşesi… Anlayamadım sırrını Yalnız mısın dedim Başını kaldırdı Kanlı gözlerini duvara çiviledi Yok akşamcı dedi Tozlu masasına baktım Kendinden başka kimse yoktu Boş verircesine bir gülümsemeyle Gelecek ahbap O gelecek dedi Ne zaman dedim Hemen şimdi Üçüncü şişenin sonunda… Adı Osman Soyadı önemli değil… Ömer Osman AVCI |
Gelir Osman bekle, Birinci kadehte gelmezse mutlaka sonuncu kadehte gelecektir beklediğin sevgili, Mutlaka oturacaktır karşına ve kadehini kaldırıp sana dogru "şerefine" diyecek gözlerinin içine bakıp da. Bekle Osman adırlardır beklemişsin bir kaç dakika daha beklemek öldürmez değil mi seni? Bir kaç dakika daha sabır etmek yok etmez değil mi hayallerini.
Yine size özeldi ve yine hayatın içinde çok özel tasvirlerle anlatılmış dizelerdi. Ve yine Osman ve Osman gibilerin soyadlrı unutuldu ve yalnızca ayyaş olarak kaldı doyadı
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize