Hasret
Her gün küfrederek uyandığım karanlık mekanlar.
Yalnızlığa sürüklenmiş karanlık içinde boğulan ülkem. Gurbette de hasretim, içinde yaşarken de hasretim … Ben sana, sen aydınlığa hasretsin. Vatanımsın sen uğruna canımı feda edebileceğim, Gurbetimsin, hergün özleyeceğim. hasretimsin hiçbir zaman bitiremeyeceğim. Her gece hüznümsün, sabahlara kadar uğruna ağladığım ve sığınağımsın her rüyada, yokluğun ölüm gibi soğuk senden uzak kaldığımda buz tutar bedenim ürperir titrer tüm tenim kara kara sakallar sarmış çevremi çember gibi hem yokluğun hem de karanlık ürpertir farelerin cirit attığı odam fahişelerin mekanı olmuş sokağım Bilemezdim böyle tutulacağımı sana nasıl başladı ne zaman tutuldum ne başını nede sonunu biliyorum yani zaman su gibi akıp geçti o ilk görüşmeden bu güne Nasılda bekledim seni anne olma telaşında bebeğini bekleyen hamile gibi hem korku ile ürperip hem de heyecanla titreyerek. nasılda hasretim sana Konya ovasında Temmuz ayında sahursuz oruç tutan ırgatın iftara beş kala suya hasreti gibi… |