Ey RAHİM ya RAHMAN
Sensin dertlere derman
Bize merhamet et ki
Yoksa halimiz yaman

AZİM’sin ve KERİM’sin
Kuvveti sen verirsin
Öyle bir kuvvet ver ki
Nefsimi yere sersin

Sen ki MALİKÜL MÜLK’sün
Hem GANİ hem Büyük’sün
Verirken hayır ver ki
Hayr isteyen VEDÜT’sün

Sen dirilten BA’İS’sin
Kabul eden MÜCÎB’sin
Duamı kabul et ki
Ölgün ruhum dirilsin

CEBBAR ve MÜTEKEBBİR
Şekil veren MUSAVVİR
Halimizi düzelt ki
MUİZZ’sin hem MUKTEDİR

Sen GAFFAR’ sın sen MÜZZİL
Ya VEHHAB etme zelil
Bize hikmetler ver ki
Sen HAKİM’sin sen CELİL

Var’sın,Bir’sin,Mutlak’sın
Aşk’ı yaratan HAKK’sın
Bir aşk’a talibim ki
Aşk iç’re, aşk’ı yaksın


Esma-ül Hüsna’dan

Rahim : Acıyıcı
Rahman : Yarattığı bütün canlılara nimet veren
Azim : Çok ulu, sonsuz büyük
Kerim : Çok cömert, istemeden veren, vesilesiz ihsan eden.
Malikül Mülk : Mülkün ebedi sahibi
Gani : Çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan
Vedûd : Seven, bütün mahlukatın hayrını isteyen, onlara ihsan eden.
Bâ’is : Öldükten sonra dirilten
Mücîb : Duaları kabul eden
Cebbar :Dilediğini zorla yaptıran, ulaşılmaz,azametli,ihtiyaçları gideren, işleri düzelten, dermen veren
Mütekebbir : Büyüklük ve ululukta tek olan, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren
Musavvir : Tasvir eden, herşeye şekil ve suret veren
Muizz : İzzet veren, yükselten
Muktedir : Kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden, mutlak güç sahibi
Gaffar : Günahları tekrar tekrar, çokça bağışlayan
Müzzil : Alçaltan, zillet veren, hor ve hâkir eden
Vehhab : Karşılıksız veren, sonu gelmeyen bağışların sahibi.
Hakim : Hikmet ve hüküm sahibi, yerli yerine koyan
Celil : Ululuk, azamet ve büyüklük sahibi, emir ve yasak koyma hakkına sahip.
Hakk : Hak ve hakikatın kendisi, gerçeklerin gerçeğii