ATEİSTİN DUASIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hikâyeden şiire...
Kurum kurum kurulurmuş; ne Mecûsi, ne Budist!
Dostlarım! Söz konusu zât; inan olsun, ateist! Bir gün ormanda gezerken; doğaya hayran hayran! Boz bir ayı peyda olmuş; hâliyle donmuş o an! Aklı çıkmış bizimkinin, korkudan benzi atmış; Ve yağlamış tabanları; ayı da kovalamış. E, can vermek kolay değil bir ayı pençesinde; Kalbiyse, durdu duracak, nefesi ensesinde. Bir kütüğe takılınca; düşmüş, ödü patlamış Koca oğlan pençeleyip, üzerine atlamış. Bizim ateist şappadak ; - “Aman Allâh’ım” demiş. Birden bire zamân durmuş; akan su akmaz olmuş! Gökyüzünden yeryüzüne, nûrânî ışık vurmuş; Sonra iliklere geçen, ilâhî ses duyulmuş! Dedin; hilkat, kozmik hata, inanmadın sen bana! Yıllardan sonra mı geldi; sefil aklın îmâna. Şimdi yardım istiyorsun; ben dâim affederim; Yalnız affetmekle kalmaz; şanslı kulum ol derim. Adam utanca boğulmuş; beni iyi bilirsiniz! Dindar olmam haksızlıktır, olmayım dilerseniz. Biliyorum nankör kulum; hakkımdan geçiyorum! Ama ayı dindar olsun, gönülden istiyorum. Ses; “peki” demiş, kaybolmuş. Her şey eskiye dönmüş. Ayı göğe pençe açmış, ağzından söz dökülmüş: Ya Rabbi, senin rızkınla, açıyorum orucu; Ha’mdolsun nimetlerine, sevindirdin muhtacı… Salih ERDEM /AYDIN |
saygıyla üstad