BU BAYRAM BİZDEN/23 NisanKüçücük ellerinden, sımsıcak tutuverin Haydi, büyükler koşsun, bugün yirmi üç Nisan Tarayıp saçlarını, tiril tiril giydirin Haydi, büyükler coşsun, bugün yirmi üç Nisan Sevgi evrensel hani, sekiz Mart, on dört Şubat Bizden değil demeyip, kabullendik ne rahat..! Bu sefer sıra bizde, ey Dünya işte fırsat..! Kutlanan çocuk olsun, bugün yirmi üç Nisan Minicik yürekleri, yaşasın bu coşkuyu Silelim gözlerinden, gözyaşını korkuyu Aç açıkta sevgisiz, kalmadan ömür boyu Herkes bir el bulsun, bugün yirmi üç Nisan Dünyaya yayılmalı, çocuk sevgisi bugün Her günü bayram gibi, her günü kutlu düğün Belki küçük bir çocuk, seninde ilk öptüğün Yürekler sevinç dolsun, bugün yirmi üç Nisan.. erol başçı |
Ben çocuk kalbinin inceliklerini ruhunda hisseden bir eğitimci ve ressam olarak çocuklara bırakacağımız mirası konuşurken yukarıdaki sığ tartışmayı başlatan sinan arkadaşımızı uyarmak istiyorum.Çünkü birilerini seversiniz sevmezsiniz zorla güzellik olmaz.Ancak gönül ister ki çocuklara bırakacağımız bir dünyayı tartışıyor olalım.Basit ve sığ mantıkla karşıt fikirdeki insanı karşımızda beklemiyor ve hazmedemiyorsak bu çocuklara demokrasiyi ve insan haklarına saygıyı nasıl aktarabiliriz? O masum bakışlar nice güzellikler beklerken birbirimizi tartakladığımız görüntülerle mi büyümeli bu çocuklar? Peygamgeberimiz dahi kendisini putlaştırmaktan çekindiği için kestirdiği saçlarını uzak bir yere gömdürerek insanların bu basitliğine fırsat vermemiştir.Lütfen bu asırda artık birilerinin arkasına saklanıp kendi fobilerimizi açığa vurmayalım.Kimseyi zorla sevdiremezsiniz..Ancak bu çocuklara atalarımızı büyüklerimizi tanıtıp özellikle bize bıraktığı mirası örnek gösterip onlara yeni ve boyutlu ufuklar aşılayabiliriz.En basitini söyleyeyim Mimar Sinanın belgrat ormanlarındaki su projesi şu zamanda küresel ısınma ve susuzlukla mücadele açısından en iyi örnektir.Darüş şifa gibi Edirne de akıl hastalarını dahi iyileştirdiğimiz nice medeniyet kriterlerimizi bu çocuklara aktarabiliriz.Tekel fabrikalarıyla yada TEKEL fabrikalarının satışını adeta cumhuriyetin elden gidişi gibi sunmanın hiç bir yeri mantığı yoktur.Yeşilay haftasında çocuklarım bana soruyo hocam'' Bu tekel fabrikalarını kim kurdu...Çünkü benim babam her akşam içki içip geliyo ve annemi dövüyo'' diyo...Bende konuyu pas geçmek zorunda kalıyorum yani laiklik cumhuriyet vs..yaftalarla değil yaşanır bir dünyayı bu çocuklara nasıl bırakırız bunun tartışmasını yapsak sanırım daha mantıklı olur diye düşünüyorum..Kutluyorum erol kardeşim sevgiyle...