SARI VE ILIK BUSE
İğne deliğinden
Geçmemişti yalan Zaman Gözlerimdeki su kuyusunda Tombullaşmamıştı Ve mayın Sevdaya dönüşüpte Yüreğimde patlamamıştı Ama yine de fark ettim Bakışlarına düşen Yoksul gölgeyi Ve kovdum huzurundan Yemiş veren Tanrıların Herkesten kıskandığı Ve herkese esirgediği Sarı ve ılık buseyi Oysa Yanakların hazırdı Ateş gibi yanmaya Ve dudaklarım Nar gibi kızarmaya Ama kelepçeyi vurdum Sevda afacanı yüreğimin Gelgitlerine Yanılgılarımı Hasret ninnileriyle uyuttum Çocukluğuma yormuştun Dut yemiş bülbüle dönen İntizar destanımı İçimden geçen trenlerin Gök gürültüsünden beter Çığlıklarını bilmeden Ve altından güle oynaya geçtiğim Ebem kuşağının Renklerini görmeden Oysa Daha sana Sepetlere sığmayan Gül goncaları alacaktım Çiçekçiler çarşısından Ve bir park kanepesine oturup Gül goncalarımı Sana verememenin En günahsız suçuna Ağıtlar yakacaktım Ve daha sonra Sevdamın suç çetelesini kapsayan Ellerimin Seni görünce Öğretmen sopası yemişçesine Titreyen Hikayesini anlatan Gidişi olupta dönüşü olmayan Süslü, renkli ve kokulu kağıtlara yazılmış Mektuplar atacaktım Hastaneden bozma Şehir postanesinden Ama… Su.. Huzura kavuşmamıştı Gözlerimde işte Ellerini öpmemiştim bay acının Saygı ve hürmetle Ve hava kaçıran Demirci körüğüne Dönmemişti göğsüm Günde iki paket Yenice sigarası içmekten Ama İşte Henüz Şarap sallamamıştı koca bedenimi Rakı bozmamıştı Süt kokan ağzımı Meyhane küfürleriyle Hayat mektebinde Zilli Naciyeyi tanımamıştı Gençliğimin ilk uyanışları Sivilcelerim patlamamıştı Yapamadıklarımın acısını Bir bir çıkardı hayat Akıp giden yıllar içinde Hiç acele etmeden Ve hiç sıkılmadan Zevkle ve şevkle Sırtıma önce evliliği Sonra nafakasını yükleyerek Tam üç tane erkek sabinin Ve sen… Hep içimde yaşayacaktın İlk aşkım olarak Giderken Fahriye Abla edasıyla Ve kısmetiyle O Erzurumlu kuyumcuya Ölmeyecektin Ama bir daha dönmeyecektin Ve ben yüzünü Hiç görmeyecektim Evvel zaman içinde Erzurum Kar Hanesinde Rastlayacaktım Boşandıktan sonraki Hayat hikayenin Gerekçeli karadan Daha sağlam izlerine Çocuklarıma Dondurma ısmarlarken Yıllar sonra Bir haziran akşamında Şehrin en büyük Adıyla meşhur Petek Pastanesi’nden Yaşlı bir kadın dilenci Elini uzatacaktı titreyerek Cüzdanıma Gözlerini sana benzetecektim Kaderini vicdanıma Ve sen gittikten sonra Sana söyleyemediğim Aşkıma ağlayacaktım |
ŞİİR ÖTESİ...
YÜREĞİNE SAĞLIK
TEBRİKLER