Gömütler
I.
Fahişe gecelerin kokteylleri çözüyor şimdi İlmek ilmek gönlümün düğmelerini O baş eğmişliğimin o inanmışlığımın gömleğini Yüreğim çoktan bir meczup tanrıçası ile değişti Ağzında ciklet Sırtında mavi Keten bir ceket Laf atıyor afişlere bir serkeş Bulabilmek için bir gamzelik medet... II. İçimden şehirler geçirdim Siyah halkalı kutsal şehirlerin içinden Her bir karışını topraksız gezdim Farkı yoktu hiçbirinin yalnız ölümden Vakti yok artık ben de infazların Kendi idamda vakitlerin Suyun uzayıp giden öyküsü kadar Ağır ağır iner suya morluk Ölü bir kekik kokusu geçer üzerinden beyaz şehirlerin Günahı yok ipini yağlayan cellâdın Ressamı usandıran çokluğuydu pencerelerin Aynalar saklıyorum ceplerimde mahsustan En bakire yürüyüşüne perde çekmek için İyisi mi,kaldır o güzel başını göğe Dön yüzünü tekrar denize Ceplerini çakıllarla doldur Sektir sektir sektir kendini suyun üzerinde Ancak su gibi yüreklerin akisi kumların dibine düşebilir Varlık ile yokluk... İnanmışlık ve kuyusunda aranılan plastik bir mutluluk... Bu afsunlu sırrı iyi savun sevgi çeşidi Arasındaki fark yalnızca bir soluk... Bir baktığın aynaya Bir kez daha baktığında Bulmak mümkün değilse eğer Bir tek beyazı bile aynı yerinde Ve 25’ine sözü olan biriysen kâtiplerin kütüğünde Bir de bir ahmağın çelmesi ile değil de Başını çıkardığın kendi yükseğinden Bir aşk sektesiyle çakıldıysan yere Dön kendine Ara kendini Bul kendin de... |