DÖNÜPTE BAKMADIĞIN YER
Seni bakmadığın bir yerden görüyorum.
Sokakta yürürken,başında kırmızı beren, Her yer kar,elinde siyah eldivenlerin. Yanakların pembemsi,burnun kızarmış Kayıp düşmemek için elinden geleni yapıyorsun Ama olmadı işte; düştün, şimdide etrafa bakıyorsun Birisi gördümü diye, Göremezsin çünkü; Dönüpte bakmadığın yerdeyim. Bir gece yarısı,usul usul ağlıyorsun, Yatağında iki büklüm,dizlerini karnına çekmiş, Yastığına sarılmış ağlıyorsun. Sonrada uzun bir uykunun kollarında Geceye kalkıyorsun. Ama beni rüyanda bile görmedin. Göremezsinde çünkü; Dönüpte bakmadığın yerdeyim. Ve birgün yağmur yağıyor. Sen pencerenin önünde şehri izliyorsun, Arada bir elindeki kahveyi yudumlarken Akşam vakti, şehrin ışıkları büyü gibi, Yağmur kulağına aşkın hiç bilinmeyen bir ismini Fısıldıyor, ama sen ne duyuyor ne de görüyorsun Çünkü işte tam orda,dönüpte bakmadığın Harabeye dönmüş,rüzgarların çöle çevırdiği Yerdeyim;Kalbinde! Beni görmen için gözlerini Kapatman ve ismimi fısıldaman gerekir Bir mucizenin olabileceğine inanır gibi Gözlerini açtığında beni göreceksin. Tam karşında, Olması gerektiği gibi… |