>>>ÖYLE İŞTE<<<
Toprak kokulu eşiklerde;
Çocukluğum. Tandırda pişen ekmek, Ocakta kaynıyan aşımdı. Umutlarım. Beyaz sakallı babamdı mutluluğum. Yokken,varlığı yaşamaktı Yedi nufusum... N"oldu"derken, Bahaneler gelmezdi babamdan. Esmer tenine iz bırakmıştı yıllar. yine onları kısar, Öyle işte"derdi. Güle güle derken arkamdan. Mutluluğu bir bir dizerdim hayallerime. Geleceğimi verirdim,tüm sevdiklerime. Hayalmiş bizimkisi be... Düşmüşken ömür törpüsüne, Öyle işte. Daha elim kitap tutarken, Zamansızca gitmişti Esmer tenli yağız adam, Birdaha diyemiyeceğim Babam,babam,babam. Yedi gardaş olsakda, Anam,kendi başına Sarılmış baba ocağına. Aş telaşıyla dağılan, Evlatlarına özlem. Seccadenin üzerinde Elveda derken,budünyaya. Ya!!Öyle işte, Sapasağlamdı mutluluklar. Ayrı olsada uğraşlar. Özlenirdik,gardaşlar,komşular. Arka-daşlar. Nolduki be ,noldu.. Kimsesizdi, kimsezizlik. Umurumda bile değildi Terkediliş,sensizlik. Bizdik,birdik ve çok şendik.. Öyle işte.... Hayat elimeze değil Gırtlağımıza yapıştı. Sıktı,sıktı,sıktı Tek düşünceler artık İncecik bir boğazdı. Zaman yok etti Toprak kokulu evleri. Sevda şiirlerini,sevilileri. Çiçekciler yok etti, Sevgiliye uzanan Çalıntı gülleri. Öyle işe be... Hiçliği arıyorum baba Hiçliği. Bulamadım,arıyorum hala Yoklukta verdiklerini. Kardeşimi,dayımı,emmimi. Unutuyorum,unutuyorum bazen. Senin koyduğun isimlerini. Ali Işık-30/May-2009 |
Ah mecruh ; içinden geldiği gibi yazmışsın , okadar belliki...
Kendini, ruhunu kasmadan yazılan şiir, kelimeleri doğduğuna pişman etmediğinde, ve kasveti bunalım için değil aydınlığa adım için kullandığında, ne hoş geliyor içimize, özümüze...
Hissettiğimiz ama ifade edemediğimiz duygularımıza tercüman oluyor bir kalem çok uzaklardan... Mesafeler ağlıyordur be mecruh. Yollar ağlıyor derler ya hani; öylesi :)
Bırakınca kelimelerin elini, haydi koş deyince onlara , ki büyümüşse cümlelerin yaşam içinde, içini akıtınca sayfaya olduğu gibi nekadar da hoş oluyor şiirler... Nekadar sen oluyor, içten oluyor... Yaklaşık bir yıl olacak şiir yazmaya başlayalı, anladım ki ; kalem özgür olmalı, zincir vurulmamalı ona ki savunduklarımı uyguladığımı sonraki şiirlerimde kısmet olursa göreceksin, daha çok devrim yapacağım şiir anlayışında inşallah:) Ve mecruh şu kafası üzerinde yürüyen kız der ki; iyi şiir ya yazdırır ya susturur, iyi şiirler oku, yazana , kendine saygıdır bu... Genç kalemlere de umut ver ki umudun olsun:)
Kalemin aslında parmaklarımız olmadığını sadece parmaklarımızdan anladığını sayfaya aktaran bir aracı olduğunu bilmek gerekiyor... Bunu bilince kelime tacizi, şiir tacizi engellenir sanırım(: Hey gidi bahar, tam devrimci kızsın vesselam:)))
Şiire gelirsek , teknikten çıkıp, "öyle işte" demişsin ya... O kısımları her okuduğumda yüreğime yumrular dizildi... İçim hançerlendi sanki, özlemlerim kanadı, işte kurşunsuz vuruldum şiirinle...
Yaşadığın ortamı annemden babamdan hayal ettim. Ben şehirde büyüdüm çoğunlukla... Ama annemin anlattıklarını bilirim... Hadi bunları da geç; nasıl olgun anlatmışsın özlemini, sevgini, yitirişini... Bu şiire böcük taktıkları için kurula çok teşekkür ediyorum...
(Galiba ananemi özledim ben , hem de çok...)
Resim ,şiir öyle güzel ki, söylenecek çok şey var ama bukadarı çıkıyor...
Konuşturdu şiir ruhumu, şimdi duygularımı susturuyor... Nasıl desem ,yaşadıkların iyikilerin olarak çocukların kulaklarına uzansın... Canın acımasın...Bize bu şiiri okuttuğun için yürek dolusu sevgiler, dünyalar kadar saygılar:)
Yüreğine sağlık...
Hep, çok sevgimle...