BAK
Aşkı nakşetmiş, göklere
Yerlere, O Nakkaş’a bak! Evren nere, yer-gök nere? Yüreğe, göze, kaşa bak! Bir fincan su, sızsa yere? Seyrediyor; tepe, dere Güzellikler dere dere… Bâdem gözlüye, şaşa bak! Hay’dan, Hu’ya doğru akar Çağıl çağıl, canlar yakar Ürkek ceylan gibi bakar Henüz on yedi, yaşa bak! Sessiz sedasız fabrika! Îmana gelmez, Marika. Yedi delikli hârika Aklı taşıyan başa bak! Yol gider sudan, karadan Haramsa, sızar yaradan... Çıksın, kör şeytan, aradan! Bir arza, bir de arşa bak! Sanatına kim söz etmiş! ? Yaratığını gözetmiş. Evreni zevkle bezetmiş Taa bir uçtan bir başa, bak! Boşuna mı, ay, yıldızlar? Parlar, gecede yaldızlar Kızlar, gelinler, baldızlar Tefekkürde, baş başa, bak! Ölüm, ensemizde gezer Sağduyulu herkes sezer Aklı olan, nefsi ezer! .. Bir nura, bir ataşa bak! Bilinmez, ne zaman, nerde Düşersin, amansız derde Kaza kader yok mu serde! ? Kor gözlerdeki yaşa bak! Zikri çağlıyor, dallarda Merhameti var, kullarda Nasıl gidiyor, sallarda Ana-baba, kardaşa bak! Böyle emretmiş, Yaratan Kullar geçiyor, sıradan Hiç ses gelmiyor, oradan Başlarındaki taşa bak! O/Nur kalır, herkes gider Bir dağın içinde yiter Yeter, söyletmeyin, yeter! .. Şu bendeki telâşa bak! Onur BİLGE |