Nasıl anlatsa ki...Devrilen bir çınarın gölgesinde son serinleyişiydi çocuğun, Çınarın kiyse son fedakarlık. Kökünü ayırırken toprağından mağrur mağrur, Ne olacaktı sinesinde ki dalcık. Babaydı son demini yaşayan, Hayatın acı yanıydı ayrılık. Doğduğuna doğurttuğuna bin pişmanlık. Zaman müebbet ayrılık tı babayla evladına Çocuk belki oyun sanıyordu. Baba utangaç atacağı kazıktan oğluna Sanki ölüm hiç yoktu evlat için. Haydi gel de ölümü anlat. Gidiyorum evlat dese, Ne zaman geleceksin diyecek biliyor. Ölüyorum dese, O ne ki baba diyecek,korkuyor. Elinde bir değnek iki ucu iğne. Yok oğlum kalıyorum dese biliyor ki gidecek. Hal böyle. Oğlum der birden baba, Ninen nerde. Bilmiyorum ki. Deden nerde bilmem ki. Sahi nerdeler baba ninemle dedem, Gittiler. Nereye, Dönülmeze, Nere ki ora, Allah/a. Peki niye gelmediler geri. Baba yüreği ya Güya ölürken bile üzmeyecek evladını. Suçlayacak Alla/ı,,, Gideni geri yollamıyor Allah. Belli ki gidende memnun maşallah. Dünyada zamanı dolanı çağırıyor yanına, Gitmeyene kızıyor. Benimde zamanım doldu, Galiba beni de çağırıyor. Şimdi bende gidiyorum tamam mı evlat. Bir gün senide çağıracak, Sende aynen oğluna benim gibi anlat.. |