GECE VE ÖZLEM
Gece durgun bakar semadan,
Yürek yılgın yaşar hayattan Bir türkü çalar civardan Yanık bir sıla hasreti eser havadan Önce gözün feri kederle, kararır Sonra baş iki elin arasında Öne doğru düşer, göz yaşları gibi Hançerli misali, sırt doğrulmaktan aciz Türkünün mahsun haline uygun Düşünmeden yoksun dalar Akıl tek satır okur, “Sıla, ocak, şefkat” Üç kelime, tek satırda bulur anlamını Sözcükler söylemden aciz Beyinde yankılanır Sedayı kaldırmaktan aciz, Yaşlarla konuşur, hıçkırık dolu yaşlarla Bir gam ki vurdukça kalbi Nefesi kesilecek sanırsın Ruhi hallerin vurdukça dünyevi haline Bakarsın bozkıra koskoca hayatın ektiği başaklara Irgatları yanık tenli hayatın erbaplarına Kıl çadırda, sevdalı sesiyle duyarsın feryatlarını Ve güneşe karşı tek korunağın koca çınara, Meltemde dalları savrulan koca çınara Sonra dönersin kendine ve gölgesinde dalar gidersin Önce ellerin aklına gelir, bakadurursun Çatlaklarına, yüzeylerini hissettikçe nasırların aklına gelir Ovaladıkça, tozların uçuşarak düştüğünü görürsün Emeklerinin itibarı, toprak ananın torunları tozlar Dosttur halbuki, bilmezsin özlemden Vatanının kokusu el diyarında belki onda vukubulur Kuşkulu bir duyuş rüzgarla hasıl oldukça Bozkırın teni grileştikçe dolunayda Sanarsın ki Konya Ovası sana silüetiyle selam veriyor Vatansız bir halin yanılgısı ki acısını farkettiğinde anlatır Tepende dalgalanan el alem ve seni dürtüp duran dipçikler Ve gene, Gece durgun bakar semadan Yürek bitkin yaşar hayattan Bir türkü çalar civardan Yanık bir sıla hasreti eser havadan... |
güzel bir şiirle başlamak
oldukça hoş
saygılar şairine