EşeknameŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Günlerden birgün , bir deli çıka geldi saraya , mağrur , alımlı ve dik görünüşlü . Adamın bu durumdan etkilenen kapı er’i " buyurun efendim " dedi . Adam " padişah’a haber verin O’na kabada kuba deyin o anlar " der..koşar kapı er’i vezire , vezirde padişah’a haber verir . Anlamaz padişah " vezirim getirin bakalım şu adamı ne der " der. Adam gelir aynı çalım , aynı mağrurlu ifadesi ile , " tanıdınmı beni " der. Padişah " tanımadım " diyerek vezire bakar. Vezirin mahçup olduğunu gören padişah adam’a döner," Buyurun tanıtın kendinizi lutfedin " diyerek cevap hakkını adam’a verir. " sen padişah’sın her şeyi bilirsin’de beni mi tanımadım neyse der . Padişah bu bozulur tabiat’ı ile . Bunu geçelim der adam sen bari şunu bil " kabada kuba " der . Padişah anlamaz tekrar ettirir . Adam tekrar eder . Padişah bakar ki diğerlerindende hayır yok . " Efendi " der " eğer lutfedip söyler isen bizde bundan sebeplenürüz " diyerek cevap ider(padişah’ça) . " yok” der adam “ yok öyle yağma , ben bunu öğrenmek için ömrümü heba ettim , öyle yağma yok" der. İyice meraklanan padişah " efendi dile benden ne dilersen , dilediğin olacak , yeterki söyle..." , adam “ dedim ya , yağma yok, madem ne istersem olacak bunu bana yazılı ver öyle ya sen padişah’sın yazdığında ferman olur, yalnız bunu tek sana söylerim , bunun başka yolu yok " der. Padişah hemen fermanı yazdırır adam’a uzatır verir. Adam fermanı açar yüksek sesle okur ve " ferman padişah’ın " emrine itaat ediniz , söz veriniz " der .Herkes bir ağızdan söz verir. Padişah gayet heyecanlı kolay mı " kabada kuba’nın ne olduğunu öğrenecek" .
Adam döner " yatırın padişahı " diyerek nöbetçilere emreder , yatırırlar . " koyverin kellesini kütüğün üstüne " der , koyarlar . Tiz gelsin cellat der , getirirler . Bakar ki padişah kelle gidiyor " dur ulan dur " diyerek bağırır , " vazgeçtim ben bu ferman’dan , kelimende sana kalsın" diyerek adam’a kızar. Adam gayet rahat" sen bilirsin padişah " der " sen bilirsin " " fakat senin adına çok üzüldüm " " bunun ne olduğunu öğrenmemekle çok şey kaybettin " der . Padişah hiddetlenir " bana bak " der " bana bak " " kelle gittikten sonra nasıl öğreneceğim bu bir , ikincisi hadi diyelim bununda bir yolu var, ben öldükten sonra ne işime yarayacak senin bu kabada kuban " der. Döner cellada, “ tiz yatırın bu herifin başını kütüğe, kesin kellesini "der padişah . Adam nöbetçilere döner " ben yatarım " der " siz rahatsız olmayın " “ ben dünden razıyım “ diyerek yatar ve kafasını kütüğün üstüne koyar . Ve padişah’a seslenerek " ey padişah ,senin kafanı kütüğe koydurduğumda kesin kellesini bu padişah’ın diye bir emir verdim mi..? " der . Padişah ve diğerleri birbirlerine bakarak düşünürler , evet adam böyle bir emir vermemiştir." Pekala " der padişah " niye koydurdun başımı cellatın önündeki kütüğe ha..? " diyerek soru sorar adama . " padişahım " der adam , "ben sana ne söz verdim" " kabada kuba " ne demek bu kelimeyi öğretecektim " değil mi..? " der. "Doğru "der padişah. "Sende benim her istediğimin olması için ferman yazmıştın değil mi ..? " der adam , padişah " doğru " der ." Ey padişah nereden çıkardın ölümü..? " " biraz sabretse idin , sende bende rahat edip öğrenmiş olacaktık " deyince padişah " nasıl yani " der . Adam " padişahım " der " biz yetmişikibuçuk millet , yıllardır senin ne olduğunu , neye yaradığını , nasıl olacağına bir türlü anlam veremediğimiz yönetiminle bu günlere geldik " " artık bilmem neremizden nefes aldığımıza sen karar ver " " bu kabada kuba senin içinde " " bende senin gibi meraktayım " " yıllardır ettiğin fermanlar bize hep kabada kuba geldi yani bizde anlamadık amma uyduk bu günlere geldik . " bende nerenden çıkıyor bunlar diye düşündüm , şimdi eğer sende bizim gibi ölmeden ecel terleri dökme durumuna gelip totondan bu kabada kuba ların tamamını çıkartırsak herkes rahat edecek " der . Serdar TUNÇLUER Kaynak Yazının her türlü hakkı mahfuzdur
Eşek damda işin ne, fevkalade bir durum ,
Ya dam çöktü birader, ya ben benden bihaber , Kim tutar ki palanı, eşşeği dam’a çeker , Hadi çektin birader, eşek dam’da ne eyler , Böyle geçti aylar hep, işim gücüm bu idi , Kızma sakın birader, benim derdim bu idi , Olur bir gün çözer’sem, ben bu işin sır’rını , Ben’de memnun dam rahat, huzur bulur ahali . Serdar TUNÇLUER Kaynak |