Saat Beşbuçuk Sancısı
Yazmak mı seni sayfalara...
Asla bir daha tek bir kalem oynamaz uğruna. Zordu fakat inanmıştım. Hissetmiştim taa uzaklardan sesini... O dokunamadığım küçücük parmaklarına bir diken batsa burkulurdu içim , Birşeyler saplanırdı göğsüme... Kötü bir his var derdim , iyi misin diye sorardım sanki başucumdaymışçasına nazik... O ufacık mutsuzluklarına bir kocaman mutsuzluk olarak eklenebileceğim hiç de aklıma gelmezdi... En son "İçimde kötü bir his var" dediğimde ise işte o gündü. Sen bir peri misali gitme kararıyla , fikrimden de çok uzağa uçtuğun gün... Neredeyse gökyüzüyle yeryüzü arasında sıkışıp kalmıştım... Hatırlarsın ya sen yeryüzü , ben gökyüzüydüm... Ve sana yine "iyi misin ? " diye sormuştum. Sen iyiydin , şarkılar vardı dilinde ve aslı içinde kimbilir kime söylediğin... Saat beş buçuktan gece yarısına kadar açmadın telefonumu. Herşey bir oyunmuş dedin ve beni fırlatıp attın gezegenin dışına sanki... Ogün ben izmirin ışıklarını hayal ettim durdum... Yanına gelmek için heyecanla bilet almıştım gidip. Ekmeğimden aşımdan birkaç kuruş biriktirip... Elimde o masum bilet , kalakaldım caddeler boyu ve dörtduvar sonrası... Acı bir bekleyiş içinde sevdiğimiz dizilerin haftalık tekrarları... Ben sana , sen bana , biz bize mutlu bir çerçeve edinemedik üzgünüm ... Bundan sonra seveceğim elbet yine birkaç kadın... Fakat o birkaç kadın her incindiğinde yine hisseder miyim , Yine arayıp içimde bir burukluk , "Kötü oldum birden , peki ya sen iyi misin ?" dermiyim bilemiyorum... |