ihtiyar gençliğim...
Bir sır oldun senelerce sakladım seni,
sendeymiş o ahenk,gökkuşağı umut... En sonunda alıp gittin yorgun gölgemi, başımda bir akbaba simsiyah bulut... Kalem tutan ellerim feryadı figan, seni soruyorlar yabancı kapılarda... Bilmem bu gönlümdeki kaçıncı heyelan, şiirlerim bir kuşun kanatlarında... Dünya döndükçe duracağım aynı yerde, ama durmayacak biliyorum bu hain zaman... Gözümün önünde bir kara perde, perdenin arkasında zifiri katran... Kalbimde eskimiş viran bir bahçe, sükuta gebe kalmış düşlerim... Yüzümdeki her umut aslında sahte, duyarken sağır kulağım,bakarken kör gözlerim... Bu hikayenin yazarı benim, acizi de benim,kahramanıda benim, bir şiirden bile daha dertliyim, Yazıyorum enginlere sığmayan bedbaht halimi, kendi içimde buluyorum birden...ihtiyar gençliğimi... |
Bu tür zamanlarda ya düz yazmak lazım yada kafiyenin gitmediği yerde bitirmek lazım diye düşünüyorum şiiri.
Yüreğine sağlık...