Söyle bana ne oldu, kalbimi hicran vurdu!Gözyaşlarım hiç durmadı Hasret sineme ne derin bir sızı bıraktı, firkatin ruhumdaydı Ne müşkül bir sancıymış yıllarca peşimi bırakmadı, yalnızlığın ahını yaşattı Nereye baksam göçüp gidene ağlasam, ruhumun hicranıyla baş başa kalsam ne ahtı Ne zaman andımda seni Derin bir keder alıyor yüreğimi, yaşattığın çaresizliği Yâdımla gelen ümitleri, hazanı anlatan elemimi, sessizleşen hal fakirliğimi Kime anlatırdım, hasretin sahrasından çıkmak için bahtımın kalemine sığındım Çaresiz sabır diledim Kanaat etmeyi öğrendim, kaderi ben yazmıyorum dedim Kalbimin sahibine iltica ettim, ya Rab sen bilirsin dedim, lal olan halimi söyledim Bilmem ki daha başka ne yapabilirdim hülyalarınla mı bu ömrümü tüketmeliydim Hiç sevdanın karası olur mu? Aklıma tutukluluk yaşatan an ve zaman hala vurgun mu? Alıp götüren lahza idrakim için sorgu mu, bu ruhumun tufanı hiç yargılanır mı? Kime teslim olmalıyım yüreğimin ahundan arınmalıyım hakikat aşkına akmalıyım İşte o vakit dirilmeliyim Ne kadar yeisim varsa, elemin şadı sinem için arsa, nihayetinde kurtuluş vuslatta İhmal ettiğim, ibretiyle nefeslenmediğim, nefesi lekelerim, karşıma çıkacak acıysa Vecdiyle filizlenmeliyim, inayet ve ihsanın ne olduğunu öğrenmeliyim, aşk farkıyla Hiçbir vakit heves biter mi? Nefsim nizama ermedikçe kemal sıfatıyla refakat eder mi, iradem azimet içinde mi? Farkı fark ettiren idrakim ruhumun yetisi değil mi, kalbin inşiraha aç, hak değil mi? Artık ne söylersen söyle kabulümdür, o firkatin farkı fark ettiren suhulet esinimdir Mustafa Cilasun |