Yalnızlık Hikâyesi
Açmazlarım dolaşık balıkçı ağı gibi.
Sökülür yalnızlığım çile yumağı gibi. Bir tezatlık içinde hırpalar beni zıtlık. Bunca bolluk içinde benim ruhumda kıtlık. Dökülür yüreğime yalnızlığın katranı. Akrep önünde kaçar saatin yelkovanı. Ömür kuşuna kanat fersiz takvim yaprağı. Uğraşır da çözemez insan örülen ağı. Kader bilinmezlerin bilinmeyen sabahı. Şu cılız bedenimle sırtladım her günahı. Tezat içinde tezat ancak Hak eder azat. Bunca zıtlık içinde son bulacak bu hayat. Yalnızlık elbisesi dar geliyor bedene. Ne kadar denesen de kol girmiyor ki yene. Yalnızlığım içimde büyüyen yumak yine. Hasretim yağmurlara bir çöle döndü sine. Yalnızlık ah yalnızlık senden çak çak her sine! Henüz bulunamadı seni çözen makine. Ankara, 08.05.2009 |