Okuduğunuz şiir 30.4.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
O Kadın
Ve kadın yudu ellerindeki kiri, kıldı namazını Sokağa düştü gözleri Gözlerinde akasyalar, cennetgülleri Sıktı gözlerini, sıktı ruhunu kadın
Yağlı urgan vurdu sabahlara Dağ başına dayadı gözlerini Yazmasını vurdu yere isyanlarını dolayıp Ve Yakup oldu kadın, utandı yedi cihan peygamberleri Savurdu, Mikail gibi sabahın ışıklarını
Ve kadın, yüzyıllardır doğurduğu toprağa Bir zerre daha attı bedeninden Ölüm patladı çığlık tüm rüyaları patladı beyninde Bir başına çattı kaşlarını yüzünde asırlık analar Yüzünde asırlık yavruları doğurdu Çattı ihaneti çattı sefilliğin mezarını
Ve kadın akıttı yokluğu kalbine Aynalarda yüzünü öldürdü, parçaladı Bin günah sıçradı her yandan Ve kadın hülyalarını koydu göğsüne emzirdi
O kadın İçimde doğdu bu sabah gözyaşlarıyla Ve savruldu yedi düvele utancımla
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
O Kadın şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
O Kadın şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
... Yağlı urgan vurdu sabahlara Dağ başına dayadı gözlerini Yazmasını vurdu yere isyanlarını dolayıp Ve Yakup oldu kadın, utandı yedi cihan peygamberleri Savurdu, Mikail gibi sabahın ışıklarını ...
Ve kadın yudu ellerindeki kiri, kıldı namazını Sokağa düştü gözleri Gözlerinde akasyalar, cennet gülleri Sıktı gözlerini, sıktı ruhunu kadın
Yağlı urgan vurdu sabahlara Dağ başına dayadı gözlerini Yazmasını vurdu yere isyanlarını dolayıp Ve Yakup oldu kadın, utandı yedi cihan peygamberleri Savurdu, Mikail gibi sabahın ışıklarını
Ve kadın, yüzyıllardır doğurduğu toprağa Bir zerre daha attı bedeninden Ölüm patladı çığlık tüm rüyaları patladı beyninde Bir başına çattı kaşlarını yüzünde asırlık analar Yüzünde asırlık yavruları doğurdu Çattı ihaneti çattı sefilliğin mezarını
Ve kadın akıttı yokluğu kalbine Aynalarda yüzünü öldürdü, parçaladı Bin günah sıçradı her yandan Ve kadın hülyalarını koydu göğsüne emzirdi
O kadın İçimde doğdu bu sabah gözyaşlarıyla Ve savruldu yedi düvele utancımla ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::Bir şiir ki NEFİSTİ,ÜSTAT şiiriydi belliydi Kutlarım,selamlarım ÜSTAT
O kadın İçimde doğdu bu sabah gözyaşlarıyla Ve savruldu yedi düvele utancımla Şiir çok gizem saklıyor içinde ve okutuyor aklı başında bir şiirdi bence şiire önem veren ve kendini sürekli yenileyen şairin dizeleriydi bunlar resimde hikayeyi yakalamış güne yakışmış,sevgilerimle...
Gözlerinde akasyalar, cennet gülleri Olan bir kadının sonraki eylemlerini anlamlı, ya da açıklamalı yapacak bir "şey" bulma adına zihnimi epeyce yordum. Kadın Yakup olunca yedi cihan peygamberlerinin neden utandığını da anlayamadık. Yakup Peygamber Yusufun yollarını yıllarca gözledi de kimseler utanmadı. Peygamber evlatları bile...
Savurdu, Mikail gibi sabahın ışıklarını dizesinde de telmih var kabul fakat illiyet zayıf. Vallahi şair kızmasın, Şiiri kelam olarak güzel buldum takdir ettim fakat işaret etttiği manaları anlayamadım. Her dize etkili ve güzel fakat çok kapalı. Bir dilde olmayan deyişlerle Şiir yazmak marifettir elbet o zaman Şairin dilini öğrenmem gerekecek.
Dağ başına göz dayamak Sabahlara yağlı urgan vurmak Ölümün patlaması Yüzünde asırlık yavru doğurmak İhanet çatmak Bir başına kaş çatmak Hülyalarını göğsüne koyup emzirmek
gibi sözler Türkçede bir eyleme karşılık geliyor muhakkak. Bu saydığım ve saymadığım ve sonu çekimli eylemle biten sözler neye işaret etmektedir? Eylemsiz olsaydı hiç değilse zihnimizde bir imge doğabilecekti. Ben arkadaşımızı okumaya devam edeceğim. Öznel dilini anlayana kadar.
Selam ve sevgim kabul edilsin. Kalemi daim olsun. Esenlikle.
Sanıyorum, günümüzde örneklerine çok sık rastlanmayan bir kadın türünden bahsetmişsiniz. Belki, çok özlendiğindendir. Belki o sabrı, asâleti, sadakâti diğerlerinde göremediğimizden, belki istismar edeceklerimizi hâlâ aradığmızdandır.
" yedi cihan peygamberleri " nin " utanması " nı ve " Mikail gibi sabahın ışıklarını " savurmasını abartılı bulup, " Ve kadın yudu ellerindeki kiri " deki "yudu " yu anlayamadım. (yumdu mu olacaktı acaba?)
Şiir dili, ifade biçimi, aktarımı iyi, şekilsel görünümü vasattı bence.
Kumaşın sağlam olduğunu düşünüyor, başarılar diliyorum.
bakınız verdiğiniz örnek bile benim dediklerimi doğruluyor. Yu- n-maz bu fiil bu kullanımda edilgen çatılıdır. Bu cümlede özne sözde öznedir ki Muharrem Ergin, Timurtaş gibi hocalarımızbu duruma nesnenin özne hali şeklinde bahsederler.
benim kullandığım örneğe yunmak fiilini koyarsanız işin rengi değişir cümle başlı başına saçmalık olur. Sizin yörenizdeki kullanım şeklini ilk cevabımda yazdım. okumanız temennisiyle saygılar
çıngı’nını sol eyledim od düşmez soframda çal ıslığın bir yol sam kavruğu da dilin sürem mi karanfile yoğ demez dilim yun der içim (yunarım) başak mıyım mayanda döngel sevi başıma düş düğümdür mayına yürüdüğüm hayli zaman boz dağın yol türküsü yiğidimin bir eli terli bir eli benli gel hele kon dalıma eğri ko ma hasretine külüne değdim yüzüm çoğ oldum kesretine sil alnın men dilime göm de öleyim göğsün üstüne
...
bu şiir de benden olsun
Gönül Çakı / Kayseri
''ağız''lara dikkat etsek yeterlidir sanırım... ki, Anadolu ,özellikle Kayseri ağzını çok iyi bilirim.
''yunmak''...genellikle doğru biçimde kullanılandır...yıkamak ve yıkanmak karşılıklarını verir.
bence şiirdeki dizeye de ''yunmak'' uygun olacaktır.
bence doğru yazılım Anadolu'da hep söylenen bir sözdür "ellerimi soğuk su ile yudum...v.s. gibi
örnek Yunus Emre'nin bir şiirinde de vardır.
saygılarımla...
---- EY AŞK ERİ
Ey aşk eri aç gözünü Yeryüzüne eyle nazar Gör bu latif çiçekleri Bezenüben geldi geçer Bunlar böyle bezenüben Dostan yana uzanuban Bir sor ahir sen bunlara Nereyedür azm ü sefer Ne geldiğin gelmekdürü Ne bildiğin bilmekdürü Son menzilin ölmekdürü Duymadınsa aşktan eser Yunus bu sözleri kodu Kend'özünden elin yudu *** Senden ne gele bir değil Çün haktandır bu hayr ü şer ___Yunus Emre
Kaynaştırma harfi nedir? İki ünlünün arasına giren ünsüzdür. Zamir n'si deseniz veya koruyucu ünsüz veya nazallıktan bahsetteniz tamam da ne alaka kaynaştırma ünsüzü. Resmen çatı eki.
tabi ki mübağala sanatıdır mübağala sanatının özellikleri böyledir. Şiir de biçim kaygısı güderim. Fakat biçim duygunun önüne geçemez. Yu- yıkamak manasında bir fiildir. Yümek, yumak, yüğmek, yumak: Yıkamak- *Kula, *Soma, *Güdül, *Ankara ve köyleri* Lefkoşe. (TDK Derleme Sözlüğü, cilt:11, s. 4825)
Yummah veya yummak ise gözü elle kapamak manasındadır. Tabi Galatı meşhu lügati fasihten evla olunca bu kelime avam tarafından yanlış bilinmektedir.
Yündüm, çimdim, yüğdüm vs... Deyimlere bile geçmiş olan bu kelime gayet mütavazi bir kelimedir.
bulutların rengi sığmış bir kadının gözlerine o gözler ki, bulut eker toprağa papatya beyazında süt karanfil kırmızısı ılık ılık çiy süzülür yaprağa çınar yeşili asırlık...
Susturulması zor...Kadın üzerine ne çok şey yazılabilir..Çünkü kadına verilmiş öyle çok kimlik vardır ki.....Yerine göre kadın bir anadır ve mertebelerin en üstündedir..Yerine göre kadın yerlere vurulur..Daima namusla anılır....Kadın hep isimlendirilmek zorundamıdır..Daima bir yük konulmalımıdır omuzlarına....Bana göre kadın önce insandır..Yanlışıyla doğrusuyla...Her insan gibi hakları vardır ve toplumsal bir yaraya dönüştürülmemelidir kimliği..Ben o zaman daha çok üzülüyorum.....Kadın hangi sıfatla olursa olsun...O sifatı taşıyabilmelidir..Dik durarak.....yükünün ağırlığına göre değil..ruhunun güzelliğine göre başını kaldırmalıdır....Elif duruşlu.......
Aynalarda yüzünü öldürdü, parçaladı
Bin günah sıçradı her yandan
Ve kadın hülyalarını koydu göğsüne emzirdi
O kadın
İçimde doğdu bu sabah gözyaşlarıyla
Ve savruldu yedi düvele utancımla
FARKLI DERİN İMGE ZENGİNİ SIKI BİR ANLATIMDI...
KUTLADIM....