Türkülerde seni aradım...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yaşımı sormayın, sadece kemale erdiğini söyleyebilirim. Gençlik yıllarımdan beri biriktirdiğim şiirlerim Ağustos 2015’de kitablaşma safhasına geldi ve bu kitaba bir isim gerekiyordu.
İsim muhakkak ki şiirler içinden seçilecekdi ve ben de bu ismi seçdim. Bundan sonraki yorumlar okuyucunun. Selamlar. Aydın Bayrakdar
Hangi an hatırlasam beni terk ettiğini,
aramakdan yorulmam, nereye gittiğini. Hasretin inan bana, yüreğime oturdu, kalbim ne uslandı, ne de hiç rahat durdu. ÇARŞAMBA’YI SEL ALDI, Samsun’a gider misin, birden çıksam karşına bir çift laf eder misin? Sevdaya ağ atınca GİRESUN’DA KAYIKLAR, ORDU’NUN DERELERİ hep ismini sayıklar. Ünye’de HEKİMOĞLU niye vuruldu bilsen, beni de sen anlardın, hele köşküme gelsen. MAÇKA YOLLARI TAŞLI, bağrıma taş mı bassam, seni bulmadan ölmek, taşıdığım tek tasam. ÇAYELİ’NDEN O YANA gittiğini görmüşler, çeyizciler oyaya seni nakış örmüşler. Rize’de sordum seni muhtara ve müdüre, dediler "yeni gitti DENDURE DEN DENDURE"! İZMİR’İN KAVAKLARI baharda pamuk döker, bir aşık sevdiğinden ancak bu kadar çeker. Evet, talib oldum ben gıyabında bu yas’a Tüm kuşlar yerleşse de, bülbül uçmaz Manyas’a. İnci gibi BURSA’NIN UFAK TEFEK TAŞLARI, gitsen sümbül kokardı Uludağ’ın başları. TELGIRAFIN TELLERİ İstanbul’da toplanmış, Ankara’da kalblere MİSKET aşkı saplanmış. Afyon’da kim var kim yok, hepsi kaymak derdinde Eskişehir FİNCANI TAŞDAN OYMAK derdinde ÇANAKKALE İÇİNDE sen misin bana karşı, kurşun tabakasıyla üstüme döken arş’ı? EVREŞE YOLLARInda ekmek börek yapdın mı, SARAY YOLU DÜZ GİDER, sen yolunu sapdın mı? Senin sarayın benim gönlüm, anlamadın mı hala? Hatrımda söylediğin ilk söz bana: Budala... Yorulunca sırtını Söğüt’e mi dayadın, BAŞINDAKİ YAZMAYI SARIYA MI BOYADIN? Aşık yurdu Sivas’a vardım gözümde selle, kaldım UZUN İNCE BİR YOLDA sanki Veysel’le... Mevlam korusun aşkın zehrini tadanları, Yarimi gördünüz mü, NİKSAR’IN FİDANLARI?.. KONYALIM bildim seni, lakin Konya’da yokdun, ben aç susuz gezerken, helal olsun, sen tokdun. Ağzımda yiyeceğim lokma tıkandı, durdu, açmadı iştahımı SİLİFKE’NİN YOĞURDU... Çokları gibi ben de unutdum ekmek-aş’ı, haydi gelecek durak: ADANA-KÖPRÜBAŞI... Nefesim Erciyes’i aşmaya yetse, Akıbeti malumdur BİR YİĞİT GURBETE GİTSE... Kulaklarım Çoruh’un akışını sezeli SENDEN BAŞKA YAR SEVMEM GÜMÜŞHANE GÜZELİ.. Bir de oraya koşdum, DE GET BAYBURT iline uyumuşum, düşümde sarılmış da beline. Sevgimle prangaya verdim elim-kolumu, giderken ERZURUM’DA ÇEVİRDİLER YOLUMU, sordular: - aylak adam ne gezersin avare? Yarın sala’nı okur BİTLİS’DE BEŞ MİNARE... Önce seni bulayın, düşünmedim ölüm’ü, ona dünden hazırım, sarsam bir sen gülümü. Fıratın ve Aras’ın suyu ne güzel akar, dediler: - Doğu’ya git! EDREMİT VAN’A BAKAR... Van’dan önce ulaşdım yüce dağlı Ağrı’ya, herkesden ilac sordum gönlümdeki ağrıya. Hiç bıkmadan aradım, köyde, çölde, ovada, bilmedim ALLI TURNAM NE GEZERSİN HAVADA! BİR ÇİFT TURNA GÖRDÜMdü Bozok’un şiddetinde, KAHPE FELEK acır mı, ezdi hep hiddetinde. Bir aşık demişdi ki: KARANFİL DESTE GİDER, Benden sana bir kırık güfte ve beste gider. Maraş’da bütün gencler tutulmuş MİHRİBAN’a, BU NE SEVGİ AH? Balı hep sana, zehri bana!.. KARLI KAYIN ORMANI kurtla kuşla doldu mu, ya o küçük şirin kız, acep gelin oldu mu? Belki de o sendin, ben de Mecnun peşinde, yanıyor bu Kerem de senin hoş ateşinde. İki yer var ki gitmezsin, hayalimden ürküp de, benim adım mı geçer Diyarbekir, Ürgüp’de. ÇÖKERTME boşluğunda, Bodrum’un hiçindesin, beyhude aramışım, Aydın’ın içindesin. Aydın Bayrakdar, Almanya 2003 |
Güzel bir şiirdi.
kutlarım