İstanbul
Sarsıldıkça vuslatım, sende bulur teselli,
Minareler berceste, şerefeler ne güzel! Gül yüzlünün muştusu muhteşem bir tecelli, Sonsuzlukla el ele Eyüp Sultan ne güzel... Leyla olmuş sineler, mesrur olur hayranı, Topkapı’dan başlanır bayramların bayramı, Sahabeler harmanı, evliyalar sultanı, Yaşantısı sihirli, kutlu mekân ne güzel. Eyüp Sultan da ezan aşk ve vuslatla başlar, Nağme-i ezkâr ile hu hu ötüşür kuşlar, Yakarışlar şahlanır, nura gark olur yaşlar, Ümitle arşa koşan ruhta iman ne güzel. Ayasofya hüzünlü boğum boğum her yerden, Fetihle dirilmişti kurtulmuştu pederden, Darbe üstüne darbe kavruldum ben kederden, Hüzünle kanatlanan kutlu ezan ne güzel Beyoğlu’nu düşündüm sessiz sessiz derinden, Kelimeler tükendi, ses gelir içlerinden, Kahkahalar ağlaşır gecenin her yerinden Kurtuluşa çağıran sırlı beyan ne güzel... Rengârenktir semalar tüllenir baştanbaşa, Tüm insanlık seyreyler musikiyle temaşa, Semavidir bedeni, abdestsiz gezmem hâşâ, Sahabeler mekânı suskun civan ne güzel. Boğaziçi Topkapı mavi iklim şahane, Çağ kapadı çağ açtı ihtişam kim vaha ne, Hak dağıttık Fatihle, cadde cadde cihana, Ulubatlı yiğidim şehit Hasan ne güzel! Ay yüzlüyü düşündüm hüzünlendim çağladım, Fatih’te büyülendim Beyazıt’ta ağladım, Bu sevgiyi bu hüznü, imanıma bağladım, Çamlıca’dan seyreyle şu İstanbul ne güzel. 22.09.2004 Ömer Ekinci Micingirt |