4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1461
Okunma
Güneşi kollarının arkasında saklayan bulutların lanetli yüzleri
yağmuru sızlatırken yaprakların çığlıklarını kopartıyordu ,
kanatlarını yükseklere çırpan kuşların cıvıltısı içime derin duygular uyandırıyordu
Rüzgarın daldan dala fısıldaşması ,gözlerimdeki yaşların sebebiydi
Korkuyor muydum?Hayır içim içime sığmıyordu sadece .
Kemik dokulu duygularım yerini,eriyen buza bırakmıştı.
Karanlık pencerelerin sahte ışıkları merdivenlerin basamaklarına cellat gibi yansırken
Ayaklarımdaki şıpıdık şıpıdık sesler daha da hızlanıyordu.
Kalp odacığım baskına uğramıştı öksüz duygular tarafından,
Sessizlikten tıkanmış gölgem duvarlara ses çıkarmadan dokunuyor
kapı önlerindeki kalabalıklardaydı hep gözüm.
Seni arayışım bu kadar acı mıydı ki gözlerimdeki yaşlar suratımdan göğüs kafesime kadar düşüyodu.
İlk defa adam gibi birini sevecektim,bütün düşünceleri seferberliğe
çağırışım yorgun bir ruhun kanatsız öfkesinden doğmuştu.
Ben sevmiştim onu ,bir inkara kurban olmadan bir duyguya ters düşmeden,ben sevmiştim;artık çaresiz bakışlarıma vurgunlar yapılırken, yorgun bir şevkatin başımı okşamasını bekliyordum.
Cüzzamlı bir aşkın çilesi yüzüme vuruyordu.Kire bulanmış zamanım, yokluğunu eritemiyordu.
Bu mahkum aşkın peçeli yüzünü silik silik gösteriyordu hayallerim.
Suçunu itiraf eden mahkum gibi söylemeliydim(seni seviyorum).
Yavaş yavaş u ğramalıydım karanlık fahişe duyguların semttine.
Söyledim oysa duymadı beni;ben sevdim demeliydim,dedim.Baktı uzun uzun .................ben sevdim o bilmedi...................
5.0
100% (2)