GİDİŞİN VACİP ÖLÜMÜN MUHAL
Dalmışsın bir fincan çayın
dibe çökmüş demine Neler savaşır, niceler barışır üzerinden neşter geçmiş koyu kahve gözlerinde. Dünya durur, dünyalar çekişir her ah edip ünlemende Yıldızlar topaklanır Asılır şefkat kubbene. En çok beni sarsan yanın Bildiklerin -ben hiç söylemesem de- Acımı bin kilometreden çakışın mıh gibi alnıma Ele verir evlat yanımı gülüşümde, Bilsen ne hoş anılar sararım "annemm!" deyişlerime, Ne sevdalar eskitirim Gözlerinden uzak malumun karelerde. Eğilip de öpmediğin, silkeleyip de sermediğin Her hissin şahittir şehadetime: Tanığım ben sevginin pazarlıksız, içten düzeneğine. Gel demiyorsam, Gelmeyeceğinden emin olduğum zamanlarda, Kal demiyorsam, Gidişinin vacip olduğu anlarda, Sormuyorsam Berzahtaki dışı toprak, içi sırça sarayının kapısında, Nedenini bilişim, Seni öldüremeyişim anne. Naz ÇAKIR |