Acıyı Anlatan Hangi Kelimeyim...cam kırıklarının üzerinde yürümek gibiydi seni düşünmek... her anışımda sızım sızım kanadığım... mimarı sendin bütün yıkıntılarımın...yıktıkça yeniden yaptığın... yandıkça sönen,söndükçe daha da alevlenen... kadınlar tanıdım yokluğunda... dudağımı paylaştım,etimi tırnağımı... gözlerinde oyuncak olduğum... bir gecelik aşk arıyorlardı, bense bir ömürlük sevda... onlar bir gecede mutlu oldular, ben bir ömür sevdasız... uzak bir rüyasın şimdi..aramızda binlerce kilometre var... yazsam günlerce aylarca,kim okur,kim anlarki sensizliğimi... ırak etmiyorum gönül gözümden seni... sen hep gidendin,ama hiç gidemedinki... dilenci rüzgarlarla uyandığım soğuk sabahlarda, bir mum ışığının sıcağına gebe bekleyişlerle, ve inadına gülümserken içimdeki yangına rağmen, iklimini kaybeden bir mevsimden daha da çaresizken, yinede bekledim seni,her bekleyiş bin vuslasta kucak açarken... çölde serap gibi susadım şimdi sana... kurak topraklardan farkımmı var... çatlıyorum kurudukça,ve umutsuzca... yiterken günden güne bedenim, yüzüm o acı kırışıklara alışmaya çalışırken ve biten o kocaman hayallerin ardından, yinede bir umut tanesi arıyorum gözümün bebeğinde... gelmediğin o yollara bakıyorum, gelmeyişinin izleri içimi kanatıyor... biliyorum bir pencereden uzaklara bakarken son bulacak ömrüm... sahipsiz mezarlara yoldaş olacağım... çiçekler yeşerecek her bir yanımda, kimi solacak kimi koparılacak, ben üzülsemde boşa,yolan olacak çiçeklerimi... işte sen solmayan,koparılmayan tek çiçeksin şimdi... sulayamasamda,koklayamasamda,dokunamasamda,hep benlesin... yeni filizler ver bana,güzel kokular... yokluğunda hep biçare,hep bir sürgün,hep yarımım sevgili... ve günleri ayları bitiren zaman... ömrümü bitirmiyor belki kavuşmakta var... şimdi yakıyorum kendimi... küllerim rüzgara aşina.... |