YİNE YARALANDI AH
Yine yaralandı ah, keder dolu yüreğim,
Yoksa yıkılıyor mu yaslandığı direğim? Tarih tekerrür etti, yine şaştı feleğim. İnandığım dağlarda esmiş tipi, yağmış kar, Bu zamansız fırtına kime fayda, kime kâr? İçi dertle dolmakla, insan şişman olmazmış, Dostunu iyi seçen, yarın pişman olmazmış, Eski dost acı söyler ama düşman olmazmış. Neyi yenilesen de dostun eskisiyle kal, Söylenen rivayetten kendine bir ibret al. Ezilip dert altında, gamdan inliyor ruhum, Nerede yanlış yaptım, beyni felç bir mecruhum, Bilmem ben mi yanlışım, yoksa yazılan yorum? Her sırrı inandığım, dost dediğim arkadaş, Kime bu kinayeler, kime bu atılan taş? Bu ne yalan hikâyem, ne uyduruk makalem, Yalan olsaydı şayet, içten yazar mı kalem? Bütün renkleri soldu, anlamsız kaldı âlem. Vücudum mu büyüdü, yoksa küçüldü cihan? Dar gelmeye başladı iki kapılı bu han. Unutma gafil gönlüm, asıl düşmanın kibir, Kibrin esiri olsan, dostlar ayrılır bir bir, Geniş cihan dar ise, daha dar gelir kabir. Yüzünde leke varsa ayna hiç suçlanır mı? Kaybolan itibarın, yalanla güçlenir mi? Mircevat AHISKALI |
Kibrin esiri olsan, dostlar ayrılır bir bir,
Geniş cihan dar ise, daha dar gelir kabir.
Yüzünde leke varsa ayna hiç suçlanır mı?
Kaybolan itibarın, yalanla güçlenir mi?
Teprikler şairim harika bir anlatım dı
kaleminiz daim olsun