Genç ve Hayal
ağacın dalından çıkınını alır
bağdaş kurar, oturur altına domates,biber,soğan ekmek tuz haziran ayı,güneş tepede seherden beri orak sallayan kollar yorgun beden ter içinde yirmi iki yaşında, askerden yeni gelmiş boylu boslu, pehlivan yapılı eli yüzü düzgün, delikanlı yaşlı,hasta yalnız anası olmazsa köyde durmaz, başkaları gibi giderdi İstanbul’a duymuştu; İstanbul da iş çokmuş İnşaatlarda amelelik lokantalarda bulaşıkçılık apartmanlarda kapıcılık çöp toplamak,su satmak hep para getiren işler kalacak yeri olmayanlar İş bulana kadar parkta yatarmış ne güzel kızları varmış, cicili bicili çıplakça denize girer el ele tutuşup, erkekle gezer başlık parası da istemezlermiş olur ya,……..beklide bir tanesi…… ………………. Ah İstanbul………İstanbul sana bir vara bilse bir iş, birde başlık istemeyen kız birde gece kondu buldu mu sonra gelsin çocuklar …………………….. gençlik öne çıkmış, belli domates,biber soğan yerken yaşlı,hasta,yalnız anası dururken bir kuru ekmek parası zor bulurken hayale dalmış …… haziran güneşi bu……..…çarpar genci… ……………………….. |
kutlarım şair ..
sevgi ve selam ile.