Bensiz Bırakıyorum Seni
Bensiz bırakıyorum seni,
Müjdeler olsun sana, zil takıp oyna Kesin dönüşlerde yorgun yüreğim. Bu değil miydi istediğin? Neden mi? Ağlıyordu yine hasret çiçeğim Yan bakmasıyla karşı dağlara, Uçurmuştu beni sana dün, Yoktun işte! Ayak bastım şehrine sabahın aydınlığında, Gezindim sahilde ısıtan güneş eşliğinde, Soludum huzur veren havasını, Yürüdüm kaldırımlarında ağır, ağır Aradı seni mahmur gözler, kırık kalple Bulamadılar seni bana, bulamadılar.. Her an umarken gözlerin randevusunu, Başka baharaydı büyük vuslat, nafile Derken; Duymuştum sahillere bağışladığın nefesini, Yayılmıştı yollarına usulca misk-i amber Kokladım, kokladım, kokladım doyasıya Çok özlemiş ya seni, Sakinleşmişti deli yüreğim kokunla. Dalmışım hülyalara.. Sendin, Önümden geçen koşar adımlı insanlar, Güneşin sevgiyle büyüttüğü çiçekler, Ilık rüzgarın söylediği şarkılar, Sokak şairlerinin okuduğu şiirler, Üzerime çiseleyen yağmur damlacıkları, Kıyıyı tokatlayan dalgalar da sendin. ’SEN’ olmuştun her şey benliğimde Görüyordum seni baktığım her yerde, Uzanmıştı sonsuza renkli düşlerim, Uyandırdı beni birden, acımadan karayel. Ve donmuştu tüm hücrelerim ılık şehrinde Güneş renklerini gizleyeli çok olmuş meğer! Yoktun ki sen yanımda, üşüyordum, Çok üşüyordum... Titriyordu yüreğim, konuğuydu kor yüreğinin, Yakınındaydım oysa, kapı komşu misali. Hissetmedin, hissedemedin Yeşil bakan mahzunların kör ışığını, Balkonundaki eflatun kasımpatılar duydu da, Duymadın sen, Duyamadın masum yüreğimin haykırışlarını, yankılanan ayak seslerini de! Ne gam sende? Anlamıştı acı gerçeği dağlı, Bir daha olmayacaktı yabani gülü! Yola çıkma zamanıydı artık şehrinden, Tatlı düşlerimi de yanıma alarak gitmek.. Sana; Seni bırakıyorum sevdiklerinle burada Mutluluğun ve tüm güzelliklerin hakettiğin kadarını, Hüzün ve kederimi saklayıp kendime, İki damla gözyaşımı bırakıyorum Kalsın sende hatıra... Ha, unutuyordum neredeyse, Bir de Akdeniz’in sensiz izlediğim eşsiz akşam güneşini.. Habersiz geldiğim gibi, Veda ediyorum senden habersiz, Gariplerin banklara sarılıp kıvrılmaya başladığı, Yalnızları oynayanların hayallerini de yitirdiği, Bir gece vakti yakamozlara, Sana da güzelim sana da.. Yokluğunda bu şehir kıraç topraklar bana, Defolup gidiyorum yaşadığın yerden, Bir daha görmemek üzere.. Ne çare; Omuzlarına dökülmüş mis saçlarını okşayamadan, Narin ellerini koklayamadan doyunca, Buseler kondurmadan gül yanaklarına, Saramadan tatlı bedenini hasretle, Ve de yaşayamadan seni kırmızılarla, Ayrılıyorduk yaşadığın yerden ve senden gece yarısı, Susturamadan birileri hasret çiçeğimi Yıldızlara bakıp ’elveda aşkımm’ diyerek Bensiz bırakıyorum seni, Kendimi de sensiz, Hak ettiğimiz gibi! 01.12.2008 |