ALİS
Ağır ağır duşa girdi Alis
Yavaş adımlarla Yorgun, bitkin, pişman Biraz da kırgın Ama bu kez yılların Sorulacak hesabı vardı Yüreğinde gizliden bir korku Ilık su oynaşa daldı Önce gülen yüzü, ardından saçları Bedeninde pek alışkın olduğu rahatlık Ruhunda yedi cihanın fırtınası Hissettiği çimdikleyen zerreler değil Diken gibi anılar, acımasız Kor gibi sıcağın altında Kıpkırmızı kesildi Alis Utandı düşününce Kapalı kapılar ardında yaptıklarını Kimseler görmez, duymazdı Utandı düşününce Perdeye davrandı ürkek bir hışımla Örtmek için bir çekişte Tatlı bir buhar sararken vücudunu Buğulandı o güzel gözleri Uzun kirpiklerinde küçücük damlalar Belki biraz tuzlu Ebruli sabunluğu kayıp gitti ellerinden Kim bilir, hangi güzel günlerin hatırası Üzerinde kırmızı bir kalp deseni Kırılacak diye çok korktu Alis Nice kırık kalpleri düşünmeden Ardında bıraktığı Uzandı ince parmaklar çeşmeye doğru Yere bastı küçük ayakları Alis’in Zarif adımlarla Son bir su damlası süzüldü sırtından Berrak, temiz, pürüzsüz İçinde bin ömre bedel günahların ağırlığı Hüzünlüydü Alis Bir damla da ahu gözlerinden aşağı |
Saygılarımı sunuyorum , Murat Bey