Ürkek Kaçışlarım
Saat kaç sularında bilmiyorum
hayatta düşlerin en güzelini yaşatmaya başladı çise. Tanı(mı)yorum, gör(m)üyorum, hissediyorum. Ellerinin ellerimi sıkıca tutuşunu gözlerinin yaralı gözlerimi izleyişini. Sorgulamaya kalkıyorum yarım kalıyor yaşattığın duyguların harikalığından. Bana ’bunlar iyi hallerin" demiştin belki doğruydun ama senden gelecek bir çok şeye razıydım. Üç saatlik uykum var sabahın köründe uyanmış ruh bedenini uyandırıyor. Günde garip bir güzellik, içimde tatmaya değer bir heyecan var. Yavaş yavaş, içime işleyerek akıyor zaman, hilal hala batmamış güneş daha doğmamış. Ansızın yaşamadığım mısraların güzelliğinde, esrik esir olmuş küçüğüm. Belirsizliğin gününde kavram akışlarına süzülür anahtar gibi dizeler. Bir başına dağılmış bir hayat savruluşlarını idare etmek istercesine tutunur çise bilmediği diyarların erkeğine... |
Yoksa biz miydik sizi orada tanımlayan
Rutubet kokulu evlerde
Çürütürken geleceğini bütün hikayelerimizin
Kaçarken bizi gören oldu mu?
Yağlı saçlarımızı,
Kocaman ayaklarımızı
Gören oldu mu?
kaçıp mısraların arkasına saklandığımızı
beğenerek okudum
selam saygı ve muhabbetlerimle